Kayıtlar

Beynin Olması Aklın Olmasını Göstermez

Resim
İnsan neyi bilmezse ona gerek duyuyor, neyi bilirse de onu kullanamıyor. Gelişen teknoloji sayesinde kullanım kılavuzu olarak internet var ama yine de kullanım oranında dengesizlik mevcut. Her insan kendi karar alma mekanizmasını kullanır. Ortak bir yer olabilir ama bu başkalarının doğrularını yaşamakla aynı şey değildir, zor olan ise kendini kaybetmemektir. Herkes kullanıyor beynini. Önemli olan anlık çıkarları, kolaya kaçan fikirleri bırakma cesaretini gösterip doğruya doğru, yanlışa yanlış deme yoluna girebilmek ve cesaret gösterip kullanabilmek de. Yani beynin olması aklın olmasını gerektirmiyor. Bizim toplumumuzda kimsenin hata payı yok, hata yapma hakkı bile lüks. Aslında görmemek, dinlememek, bilmemek, düşünmemek insanı karanlığa iten. En büyük ziyan sorma ve sorgulama yeteneğini kaybetmiş beyindir. Bazen de beyni kullanınca canın acıyor, düşünüyorsun nasıl düzelecek, nereden başlamalı sonra bakıyorsun etraf beynini kullanamayanlar ile dolu işte o zaman canın acıyor.

Bizler Sadece Figüranız

Resim
Kişi ne kadar zeki ve mantıklı bir insan olsa da farkında olmadan toplum, çevre, etkenler, tepkiler karşısında zamanla algısı körelebiliyor. Hür düşünmeyi engellemek toplumları, kişisel zaaflar insanları mantıksız davranmaya itiyor. Doğa kanunları her zaman işler, insanın en güçlü yanı yaratıcılığı ve zekasıdır onu elinden alırsan en aciz insan yada en tehlikeli toplum ortaya çıkar. Savaşların çıkma nedeni bir aşk hikayesi olmamıştır. Truva savaşı İzmir'li Homeros'un İlyada'sında anlattığı gibi Paris ve Helen'in aşkı yüzünden mi çıktı? Truva savaşı gerçek birinci dünya savaşıdır ve Homeros'un Akalilar diye isimlendirdiği Miken toplumunun yeni pazar arayışı ile Akdeniz'in diğer kıyılarına yayılma hareketini yapmasını sağlar. Topraklarımıza ilk kez Yunanca konuşan Helen toplumunun gelmesini ve Anadolu'nun Helenleşmesini doğurur. O zaman insanlarının bildiği Akdeniz kıyılarında yaşayan tüm dünya halklarının katılmış olduğu gerçek birinci dünya savaşıdır

Kötüye Neden Bir Şey Olmaz?

Resim
Kötüye bir şey olmadığını nereden biliyoruz? Bir şey olduğu bizim tanıklığımızda olmayınca yada biz görmeyince evrenin ceza sistemi işlememiş mi oluyor? Başlarına karmanın döngüsünün geldiğine ikna olmak için yedi yirmi dört onlarla beraber mi olmamız gerekiyor? Kötünün başına kötülüğün alası gelir ama kötülerden uzak kalmayı tercih ettiğimiz için bunu duymayız. Yanlış insanların üzdüğü doğru insanların ahı yerde kalmaz. Er yada geç ilahi adalet yerini bulur. Ne kötü insanlar vardı bir eli yağda, bir eli balda ama yaşlılıkları iyi geçmeyen, tam huzurlu olacak yaşta sıkıntılı bir şekilde hayata veda eden, ilahi adalete inanıyorum. Herkesin başına iyi de, kötü de her şey geliyor. Bu birazda algıda seçicilik ve iyi, kötü karakterlerin olaylara karşı savunma mekanizmalarıyla da ilgili. Bir şeyin birkaç şekilde ters gitme olasılığı varsa hep en kötü sonuç doğuracak şekilde ters gidecektir. Bu süreci iyilerin başına geliyor da neden kötülerin başına gelmiyor diye değerlendireceği

Mütevazilik Asilliktir Herkesin Harcı Değildir

Resim
Alçak gönüllü olmak ne alçalmak ne de ezik büzük olmaktır. Sadece insanın marifetini en yüceye çıkartan dalkavuk övgüye karşı gerçeğin terbiyeli tavrıdır. Mütevazi olmak karakterini, hayata olan pozitif bakışını gösterir. Mütevazı yaşa ki susunca asaletin konuşsun. Zihnin büyüsünden uzaklaştıkça karanlığın aydınlandıkça kendiliğinden bir süreç olarak gelişiyor mütevazilik. İnsan kendine ait olmayandan soyunup olanı ortaya çıkardıkça, manalar karmaşıklıktan yaşanabilirliğe uzanırken an netleşiyor. Geçmişin yükü geleceğin kaygısı omuzlarından düştükçe hafifleyen gönül sevgiyi, huzuru, dengeyi basitlikten çıkartabiliyor. Mutlu olmak için gelecekte sana göz kırpan bir hedef peşinde koşmaktansa, bulunduğun anda bir gün doğumunda sevgi çoşku ile erimekle yakalanıyor. Çok bilinmeyenli denklemlerin içinde kaybolmaktansa, olaylar içerisinde varsayımlarda bulunmaktan kişiselleştirmelerden vazgeçerek bilinçli bir farkındalıkla yaşamda akıyor. İnsan olmak, insanca davranabilmek, insanlara

Gelip Geçiyoruz...

Resim
Yaşam her canlının hakkı. Ben yok olduktan sonra dünya yok olmuş olmamış kimin umurunda. Dünya benimle var olmadı, bensiz de yok olmayacak. Hayat kendisini yaşamaya devam edecek. Hiç kimse kalmasa dünyanın varlığı, yokluğu nasıl anlaşılacak. İnsan olmadan önce de dünya vardı. Eğer insan dünya yok olduğu için yok olmamışsa o zaman dünya insandan sonrada var olacaktır. Her gün yeni şeyler öğreniyoruz, bunları biz erken öğrendiysek bu bizim şansımız, başkaları öğrenemediyse bu onların şanssızlığı olmamalı. Kimsenin kimseye hava atmasına gerek yok, bizden daha bilgili, görgülü biride bizi zor duruma sokabilir, öğrenmenin yeri, yaşı, zamanı, sınırı yok. Hayatlarımız kendimize göre zor ve aşılmaz, bazen yargısız infaz yapabiliyoruz. Düşünemediğimiz şey ise bizim buna hakkımızın olup olmadığı. Eleştirdiğimiz yaşam dilimine geldiğimiz zaman hatırlıyor, bazen çok ayıp etmişiz bazen de iyi ki yapmışız yada söylemişiz diyoruz. Yaşamadan olmuyor, tecrübe dediğimiz yaşanmışlıklarla olgunl

Hiçbir Mutluluk Bedava Değildir

Resim
Yaşanan veya yaşadığımız her acı ileride yaşayacağımız mutluluğun reçetesidir. Mutlu olabilmek için ilk önce bu acıları bitirmemiz gerekir. Acıyla tanışan ve her şeye rağmen mutlu olmaya karar verip, mutluluğu seçen zaten onu hemen her yerde bulmaya başlar. Acıların bitmesini beklersek mutlu olmaya hiç vakit kalmayabilir, hiç sıra gelmeyebilir. Acıyı unutmayız, en fazla aza indirgeyerek onunla yaşamaya devam ederiz. Acıyı yaşayarak mutluluğun şifresini de çözebiliriz. Fikrimce acılar mutluluğun ücretidir ve değişkendir. Acıyla müzik dinleyen, acıyla yaşayan, acıyla mutluluğu unutan, efkar bağımlısı olanlara sözüm. Hiçbir mutluluk bedava değildir, acıda hayatın baharatı gibidir istemesek bile olmazsa olmazıdır. Acıya tutunmak bir nevi melankoli takıntısıdır. Her insan kendi istediği hayatın sabırlı mimarı olmalıdır. Bazılarına hayat her gün bayramken, bazıları hep gamlı ve kederlidir. Sabırda bir yere kadar o da bir gün çatlar. Mutluluk aramakla bulunmuyor, belki de yazılmış

Uşakların Varlığı Efendileri Var Eder

Resim
Medeniyet egonun gelişimi değil, düşünce ve eğitimin gelişmesi demektir. Liderlerin elindeki kilit, motivasyon aracıdır. Cahil toplumlarda liderler toplumların algılarını değiştirirler. Para ve güç kapitalizmin temel felsefesidir. Para için savaşılır, para için doğa katledilir, para için insanlar ezilir ve öldürülür, para için fuhuş yapılır, para için şerefsizlik, namussuzluk yapılır, para için insani değerler ayaklar altına alınır. Kapitalizm insanları demokrasi yalanıyla kandırır, siz kendinizi özgür zannedersiniz. Eskinin ilkel köleliğiyle bugünün köleliği arasındaki tek fark günümüz köleliğinin ücretli olmasıdır. Eskiden efendi kölesinin bütün ihtiyacını karşılar kölesi de gece gündüz efendisine çalışırmış, şimdilerde ise efendisi ancak karnını doyurabileceği kadar kölesine para veriyor. Politik, siyasi, ekonomik, ahlaksal çöküşler devrimlere gebedir. Aslan kendi avladığı avını sırtlanlar gelince bırakıp gider, genellikle avlanmayan sırtlanlar da başkalarının avının üzerine