Kayıtlar

Öğretenler öğrenmiştir, öğrenenler öğretir...

Resim
Yaşam hep değişken ilerliyor, eskilerde doğru olarak bilinen uygulamalar günümüzde itibar görmüyor, her an her şey hızla değişiyor, geleceğe dönük hedefler tayin edip programlı yaşamaya imkan yok. İyi kötü, güzel çirkin, ahlaklı ahlaksız ayrımı yapmak zor. Tüm değerler birbirinin içine girmiş durumda. Akıl, globalleşmenin getirdiği kaos içerisinde yönünü tayin etmekte zorlanıyor. Şimdi kişinin tek güvencesi kendi iradesine inanarak kendisine sade ve mütevazi bir yol çizebilmek. İnsanı zorluklara karşı güçlü kılan gelecekteki arzu, istek ve planlarıdır. Bunlarda kişiye göre değişir, planı ve arzusu olmayan insan pes eder. İnsanlığın acısı bitmez, biri biterse diğeri başlar. İçinden, ortasından, arkasından, yanından geçsenizde kayıp kayıptır. Hazırlıklı da olsanız hatta önceden bilseniz de sıkıntısını üretir ve konacak yeri gelir bulur. Sevdiklerini geri dönülmez şekilde kaybeden bir dolu insan var, yaşam budur. İyi olmanızı destekleyen, sizin için güzel şeyler yapmaya gayret ede

Pi Sayısı

Resim
Pi sayısının matematik biliminde bir sayınında ötesinde temel bir sabit kabul edilmesi, daire ile olan ve hiçbir zaman değişmeyen ilişkisinden kaynaklanır. Pi; bir dairenin çevresinin, çapına bölünmesi ile bulunur. Bu sayı kimi kaynaklarda Ludolph sayısı ve Arşimet Sabiti olarak bilinmektedir. Pi sayısının en yaygın kullanımı 3,14' tür. Formüllerin içerisinde Pi değeri bulunabilir. Pi değeri asıl değerine ne kadar yakın alınırsa o kadar gerçek sonuç alınır. Değeri olmayan matematiksel problemler için virgülden sonra iki tane rakam yeterli iken aşırı hassas hesaplamalar yapacak bir cihaz için aslında Pi değerine en yakın sonuç en iyi performansı verir. Ayrıca yapay zeka algoritmalarında da kullanılır. Bilgisayarların gücü ve hızı Pi sayısı ile deneniyor. Bilgisayar teknolojisi gelişmesini Pi sayısına borçlu. Bilgisayar Pi sayısından üretilmiş, Pi sayısının başka bir sayıyla çarpımının 40 binde durması sonucu bilgisayar ortaya çıkmıştır. Çok büyük, küçük sayılar genelde şif

Yalnızlık Kıymetli Ve Özeldir

Resim
Yalnız olmak bir tercihtir. Bilinçli yalnızlık kişiyi rahatlatıp, hayatına kalite katar. Hayatında ya da çevrende insanlar olur ama yalnızsındır. Yalnızlık bazende ben mi yaşıyorum sadece bu dünyada demektir. Kimse yaşadığı hayattan memnun değil. Kimi kalabalıkta kalmaktan sıkılır yalnızlık ister, kimi yalnızlıktan sıkılır kalabalık ister. Bazen yalnız kalmak, bazen de yalnız kalmamak insanlara iyi gelir. Yalnızlık tek başına oturmak veya bir kişilik alışveriş değildir. Yüreğine baktığında orada kimseyi görememektir. Ya da yüreğinde taşıdıklarını ihtiyaç anında yanında bulamamaktır. İşte yalnızlık budur. Kalabalık olursun ama yanındakiler yüreğinde değildir, yalnız olursun ama yüreğinde bir sürü gerçek insan vardır, ihtiyacın olduğunda yanında olurlar, istediğin zaman yanlarına gidersin. Mesele tek başına yaşamak değildir, mesele gerçek dost, gerçek sevgi edinememektir. Yalnızlık kendi sesinin evinin duvarlarında yankılanmasıdır. Yağmur yağarken ağlamaktır kimse gözyaşlarını

Aile Kan Bağı İle Mi Olur?

Resim
İnsanlar birbirlerine tahammül ederek, katlanarak, paylaşarak yol alırlar. Bu taşra da çok çocuklu ailelerde daha kolay oluşur. Kan bağı birçok şeye ilave olarak zorlukları birlikte aşmayı da gerekli kılar. Şehirleşmenin getirdiği modern mimari büyük aileyi günümüzde iyice yok ediyor. Çocuklar paylaşmayı ve katlanmayı kreşlerde ve okullarda öğreniyor. Bu nedenle aileden çok, iletişim içindekiler arasında oluşan paylaşım öne çıkıyor. Başarılı insan ilişkilerinde gönül bağı fazlaca etkilidir. Kan bağı irademiz dışı gerçekleşen doğanın bize verdiği bir ilişki biçiminden çok bir konumdur. Ruhen kendi yansımamızı bulduğumuz, yürek yüreğe dediğimiz insanlar her daim bizimledir. Fiziki mesafe olsa da, olmasa da olur, gönül birliği kurduğumuz insanlarla mutlu, huzurlu, başarılı bir aile olabiliriz. Bizim aile sistemimizde korku, şiddet, baskı, hükmetmek, emir var ama saygı yok. Eşini aile onaylayacak, okuluna aile karar verecek, yaşam şekline aile karar verecek, ailelerdeki sevgi gitti

Kobra Etkisi

Resim
İngiliz hükumeti Hindistan yönetimini elinde tuttuğu dönemde kobralardan çok çeker ve kobralara karşı savaş başlatır. Ne var ki İngilizler yılanlarla haşır neşir oldukça daha çok İngiliz kobra zehriyle tanışır. Bunu fark eden "zeki" bir İngiliz neden biz uğraşıyoruz? Kobra kafası getiren Hintliye ödül verelim olsun bitsin." der. Bunun üzerine kampanya başlar. Başlarda gerçekten Kobraların sayısı azalır; ancak zor koşullara muhteşem uyumları ile bilinen Hintliler, "Madem bunlar her ölü yılana para veriyor o zaman biz bu kobraları besleyelim üretelim. Hem kim koşacak kobra peşinde?" derler. Bu fikirle yola çıkan Hintliler kobra çiftlikleri kurarak yılanları üretirler ve paraya para demezler. Bu durumu fark edip aptal yerine konduklarını anlayan İngilizler, hem daha fazla kobra üretilmesin diye, hem de zekaları ile daha fazla alay edilmesin diye kobra başına para verme kampanyasını durdurdular. Tabii Hintliler de kobraların para etmediğini görünce, kobraları

Bugün öğrendim...

Resim
Sokağa çıkmamayı evde hayatta kalmayı öğrendim. Sağlığımızın, huzurumuzun, birlik ve beraberliğin her şeyden önemli olduğunu, ölümün çok yakın olduğunu, kurtulsak bile hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını, ilim, bilim ve fenin hayat kurtardığını, doğanın yasaklar sebebiyle bir nebze de olsa nefes aldığını öğrendim. Kendi yaşadığımız hayata bile istediğimiz gibi sahip olamadığımızı, küçük bir virüsün koca dünyayı eve hapsettğini öğrendim. Yaşamın önündeki en büyük tehlikenin insan olduğunu, herkesin her şeyin farkında olduğunu, kimsenin hiçbir şeyi yanlışlıkla yapmadığını öğrendim. Karamsarlığın hastalık, sevginin ve mutluluğun şifa olduğunu, yalanın, sahtekarlığın, aymazlığın tüm insanlığı sardığını, sevginin yerine nefretin, iyiliğin yerine kötülüğün geçtiğini öğrendim. Aşırı hırsın insanın öncelikle kendisine ardından da bütün insanlığa ne kadar çok zarar verdiğini, sevmenin, sevilmenin, ahlakın ne kadar değerli olduğunu bir kez daha öğrendim. Bugün insanların açlık ko

Gündüz uyuyup, gece ayaktayız...

Resim
Zaman sıçraması mı oldu, ne oldu anlamadım. Zamanla karmaşık bir ilişki başladı. Koronayı (Covid-19) bir atlatalım sorun gece gündüz olsun. Sabah yatıp dört, beş saat sonra ayaktayız. Geceler gündüz, gündüzler gece oldu, yürümeyi unuttuk, güneşle aramız iyice açıldı ne o beni görüyor ne de ben onu, ne günlerin ne de saatlerin anlamının kalmadığı günlerdeyiz, ayrıca erken kalkıp nereye gideceğiz. Gece de uyusak, gündüz de uyusak hiçbir şey fark etmiyor yine vücut ne isterse onu ona veriyoruz. Her türlü 24 saatin her dakikasına dokunuyoruz. Saat, takvim, gün, gece, gündüz işlerini takmayın fırsat varken sınırsız uyku, uyanıklık, okuma, yazma, film, dizi vs. devam. Boşver kafana göre takıl zaten dünyanın çivisi çıkmış millet aklını kaybetmiş akşam yat kalk veya sabah yat akşam kalk veya hiç yatma, şu durum normalleşene kadar dışarı çıkmada ne yaparsan yap sonrası elbet toparlar, zaman alır ama toparlar. Belirsizlik yarın ne olacak kaygısı. Son zamanlarda bu durum iyice büyüdü