Kayıtlar

ÖZGÜRLÜK etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Verdikçe Alır İnsanlar

Resim
Sınırlar nerede başlar, nerede biter bunu anlamak bazen öyle zor ki, içinde bulunduğumuz kullanılma durumunu birçok kez sevgi ile karıştırıyoruz. Sınır koyabilmek insanın kendisini koruması anlamında en güzel davranış şekli. Yalnız bunu yapabilmek için her anlamda alt yapınızın güçlü olması gerekiyor. Bazen merhametiniz öyle güzel kullanılıyor ki siz farkında bile olmuyorsunuz. Anladığınızda iş işten geçmiş oluyor. Anladığınızı anlayıp sizi artık kullanamayacağını anlayınca sınırı karşı taraf koyuyor. Siz öylece kalıyorsunuz. Eğitimimizi, bilincimizi, duygularımızı, aklımızı yönetilmek önemli olan. İnsan yaşlandıkça uyanıyor. Keşke birçok şeyi gençken, daha yolun başındayken anlayabilsek. Sınır koyabilmek için önce insan kendini tanımalı, ne istediğini bilmeli. Gençliğimizde etrafımızdakilere şirin görünmek adına neleri sineye çekmedik. Evde tatsızlık çıkmasın diye neleri görmemezlikten geldik. Ne zaman herkesle işiniz bitiyor ondan sonra sınır koymayı başarıyorsunuz. Bazıları

Değiştiremedin Vazgeç...

Resim
Hep kaybetmekten korkmamız gerektiği aşılanır bizlere. Herhangi bir durum karşısında korkan insan kendi hayatının başrol oyuncusu olamaz, hayatının merkezine başkalarını koyar, kendini gerçekleştiremez bunlarda kişiyi özgür olmaktan alıkoyar. Korktuğumuzda karar veremeyiz, korkmakla kaybedeceğini fark etmek aynı şeyler değildirler. Bazen istesek bile değiştiremeyeceğimiz şeyler vardır. Bu durumda baktık olmuyor bir düğümde biz atalım. İradenin bizde olması da bir özgürlüktür ve bazı şeyler sadece zaman kaybıdır. Bunları iyi ayırt etmek lazım. Değiştiremeyeceğin şeylerden vazgeçmek tembellik değildir. Bazen bir şeyleri değiştirmeye çalışmamak, olduğu gibi kabul etmek gerekiyor. Gülü gül olarak sevemezseniz, dikenlerini koparmaya çalışırsanız aynı şekilde bir insanı kendine benzetmeye çalışmak, kendine uyacak şekilde istemek doğaya ve doğallığa terstir. Kendisinin en iyisini bildiğini, kendi yolunun doğru olduğunu, kendi etrafında dönen bir dünyanın olduğunu düşünerek iyi şeylerin

Hipnoz Halindeyiz!

Resim
Özgürlük kavramı fikrimce bir insanın her istediğini yapması değil, belirli bir otorite tarafından yapmaya zorlandığı şeyleri yapmamasıdır. Çeperdeki bütün sahte kimliklerden, maskelerden, kendinle özdeşleştirdiğin zihinsel illüzyonlardan vazgeçtiğinde merkezini de bulursun. Hayat zaten hep bir şeylerden vazgeçmelerin öyküsü, bebeklikten, çocukluktan, sevmekten, ayrılmaktan, ağlamaktan, gülmekten, inanmaktan, inanmamaktan, yeniden aşık olmaktan, yaşlanmaktan, vazgeçmekten. Vazgeçmeyi, vazgeçip de öylesine yaşamaktan ve bu gerçeğin gerçek olmasından kuşkulanıp yaşayarak denemekten. İnsanların his duyları, gözlerin görmediği şeyleri hisleriyle görme imkanları var. Herkese kulağını aç, çok azına sesini ver. Dinlenecek çok insan, konuşmaya değer az insan var. Kendi içimizde bile öyle çok ikilemle karşılaşıyoruz ki, bir de karşınızdaki anlayamayacak kapasitedeyse iyice boğuluyoruz. Sarsıcı olan insanların samimiyetsizliği ve olaylara olan duyarsızlığı, bu da yaşam enerjimizi azalt

Sevdiğine Alışır, Alıştığını Seversin...

Resim
Sevdiğine alışır, alıştığını seversin alışkanlık dediğimiz bir bütündür. Seven uzaklaşsa da unutmaz sadece alışır yokluğa. Önemli olan sevginin varlığıdır, azı, çoğu yoktur. Sevgi insanı içten gülümsetebilen tek şeydir. Sevgiyi göstermek için illa söze gerek yoktur, bir dokunuş, bir göz teması bile yeterli olur bazen. İnsanın içi sevgiyle doluysa bunu etrafinada yansıtır. Her şeyde bir güzellik görür, gittiği her yere ışık saçar, sevgi çok etkili bir iksirdir. Zor yaşamlarda bile ufacık bir sevgi yaşama bağlılığın işaretidir. Dünyada ne kadar kötülük yapmak için sebep varsa güzellik yaratmak içinde bir o kadar sebebimiz var demektir. Kalbe sığabilen güzelliklerdir sevgi. Beklemek, umut etmek, özlemek, ağlamak, gülmek, yaşamak, mutlu olmaktır içine sığdırabildiğin kadar. Abartılacak en güzel şeydir özünü bilen için eğrisiyle, doğrusuyla, koşulsuz sevgi. Özgürlük ve cesaret bir noktada birleşir, sevdiğini söyleyebilmek bir parça olsa da mutluluğa adımdır. İnsan bazı şeyleri y

Önce Kendisini Sevmeli İnsan...

Resim
Kendisini sevmeyen, kıymet vermeyen insan kimseyi sevemez. Elimizdekilerin kıymetini bilmek aynı zamanda bunu hak etmek gerekir. Sevilebilmek için çabalamadan, kırmadan yaşamak gerekir yoksa huzur yavaşça uzaklaşır. Seven sevdiğini üzmez, seven sevdiği üzülür diye kırmaz, seven seveni kaybetmek istemez. Kimse kimsenin fırtınasını çekmek için gelmiyor dünyaya. Sorunluysalar gitmeli ve hatta başka hayatlara bulaşmamalılar, kimseyi mutsuz, huzursuz etmeye hakları yok. Kıymet bilmeyenin hüznü dramatik değil tamamen adaletin gerçekleşmesidir. Hep acı çeken hangi insan iyi değildir. Acı çekmek insanı iyi biri yapar, mutluluk ise empatisiz bir canavara dönüştürür. Mutluluk acının azalmasıdır. Doğruluk, dürüstlük, iyi niyet, özgürlük, saygı, anlayış vs. bunlara önem vermeyen kimseyi sevmeyin. Birisine verilecek en önemli şey zamandır. Geri alınması mümkün olmayan tek şeydir zaman. Sonuçta hepimiz yalnızız, perde kapanır ve herkes evine gider. Önce kendisini sevmeli insan, kendisine d

Hiçbir şeye şaşırmıyoruz artık!

Resim
Acayip bir ülkede yaşıyoruz. Her gün biraz daha batan bir toplum. Ülkedeki hiçbir şeye şaşırmıyoruz artık. Herkes tripli uzak duracaksın. Çünkü normal hareketler içerisindeysen delisin. İnsani davranışlar gösteriyor veya insani davranışlara meyilliysen marjinalsin. Sonuç olarak insan olmaya karşı olanlarla karşı karşıyayız. Sistem çalışmamızı, üretmemizi, düşünmemizi istemediği için mevzuata itinayla uyduruluyor. Mevzuat üretmek için değil tüketmek için var fikrimce. Yani canınız iş yapmak istemiyorsa mevzuat bu konuda yeterince destek verecektir. Doğru bildiklerimiz yanlışsa ve bu da bilimsel olarak kanıtlamışsa sabit fikir de diretmek ne anlama gelir? Mantıklı ve doğru ise değiştirmek gerekiyor fikirleri. Doğru sürekli değişkenlik gösterir. Bunun içinde bilimsel doğru bildiklerimizin doğruluğundan bile şüphe ederiz. Her şeye açık olmalı insan. İdeolojiler bilimsel değil felsefi olmalı. Derisini değiştirmeyen yılan ölür, aynı şekilde fikrini değiştirmeyen zihin ölür ve sabit fik

Üstümüzde yüzyılın sosyal deneyi dönüyor!

Resim
Cehaletin insana ödettiği bedelin ağırlığını bu toplum taşıyamaz artık. Utanç verici bir dönemden geçiyoruz. Cehaleti meziyet sananların elinde kahrolan bir kitle ve mahvolan bir ülke olarak tarihe geçeceğiz. Kalifiye ne kaldı? Eskiden televizyonda birbirinin sözünü dahi kesmeden tartışan liderlerden, Türkçe konuşmayı ve yazmayı beceremeyen milletvekillerine, müthiş bir hızla cahilleşiyoruz. Üstümüzde yüzyılın sosyal deneyi dönüyor. Dünyadaki milletler özgür olmak için mücadele verirken bizim toplumumuz köle olmak için çabalıyor, gerçekten genetik bir bozukluk oluşmuş gibi. Tembel bir milletiz ve buna hepimiz dahiliz, çünkü sadece bunları sözcüklere döküyoruz. İş söze gelince herkesin söyleyeceği çok söz var ama iş uygulamaya gelince kimse yanaşmıyor. Önemli olan eleştirmek değil bir soruna nasıl bir çözüm bulunur aramak ve yapmamız gereken eylemler neler olmalıdır, nasıl yararlı hale gelebiliriz'in yollarını aramak. Özgürlük onu savunma cesaretini taşıyanların hakkıdır. Ga

Beyinler Kiraya Verilmiş!

Resim
Hintli bir grup üniversite öğrencisi bir ağacın dibine dua etmek ve dilek dilemek için bir takım şeyler bırakırlar. Yoldan gelen geçenin tepkisini ölçmek için gizlenip kameraya alırlar. Gelen geçen kutsal bir şey var sanıp dua eder, para bırakır. Gençler hem şaşırır, hem de durum karşısında epeyce gülerler. Bizim durumda bundan farklı değil. Ülkede bilimsel gelişmelere karşı duran, siyasileştiren, farklı görüştekilerin verimli işlerini hazmedemeyen, sığ düşünceler, inanç ve izlenimlerle yaşayan yığınlar var. Düşünen, sorgulayan, araştıran her zaman bilimsellikten yana duran bir nesil yerine, imam hatip kafasından ayrılmayan bir nesil istendiği için normal. Millet hep sürünsün, hep aşağılansın, huzur yüzü görmesin, işsizlikten, hırsızlıktan, yoksulluktan şikayetçi olmasın, güdülmeyi istesin ve sonuç kendi düşen ağlamaz. Bu coğrafya böyle. İran gibi bir örnek var. Beğenmiyorsan git dersiniz çünkü çok kolay bunu demek, düzelme yoluna gitmek zor. Çıkarcı gücün egemen olduğu toplumda

Her devir kendini yaşar ve son bulur.

Resim
Her devir kendini yaşar ve son bulur. Bu Osmanlı içinde böyleydi yaşandı ve bitti. Şimdiki devirde kendini yaşıyor ve bir gün son bulacak, başka bir devire geçilecek, dünya döndükçe bu böyle devam edecek, öyle olmasaydı hala taş devrini yaşıyor olurduk, dünyadaki değişimleri yaşayarak, görerek devam edeceğiz hayata. Temel insani haklar mücadelesinde başarısız oluşumuz. Hatta özgür düşüncenin temellerden olduğunu bile kanıtlamak gerekiyor. O nedenle hala gelişmişliği bilmiyoruz. Ortalama zekamızın tüm gelişmiş uluslardan düşük oluşuna eğitim konusundaki yetersizliğimiz de eklenince anlamak zor değil ülkenin halini. Farklılıklar güzeldir ve ancak sevgi ve eğitimle öğretilebilir. Sayıca az olsa da iyi insanın etki alanı kötüden fazladır'a inanmak istiyorum. Her toplum özlem duyduğu, değer verdiği ve eksikliğini hissettiği bazı sembolleri isimlere de yansıtır. Örneğin; bizim toplumumuz da şu isimler göze çarpar; Adalet, barış, özgür, hayal, umut, derya, deniz, sevgi. Yakında ise; D

İYİ ŞANS İÇİN BİR NEPAL TANTRA TOTEMİ

Resim
Umarım tüm güzel enerjiler etrafımızda olur. İlk önce bir dilek tutun. YAŞAM İÇİN ÖNERİLER Kepekli pirinçten çok ye. İnsanlara beklediklerinden daha çok şey ver ve bunu zevk alarak yap. En sevdiğin şiiri ezberle. Dinlediğin her şeye inanma, sahip olduğun her şeyi harcama ve istediğin kadar uyuma. Seni seviyorum dediğinde cidden söyle. Üzgünüm dediğinde, o kişinin gözlerinin içine bak. Evlenmeden önce en az 6 ay nişanlı kal. İlk bakışta aşka inan. Başkalarının düşleriyle asla alay etme. Tutkuyla ve derinden sev. Sonradan yara alabilirsin belki, ama hayatı komple yaşamanın tek yolu budur.  Anlaşmazlık durumların da dürüst ol. Kimseyi kırma, hakaret etme. İnsanları akrabalarına göre yargılama. Yavaş konuş, ama hızlı düşün. Biri sana, yanıt vermek istemediğin bir soru yöneltirse gülümse ve en büyük aşkın ve en büyük başarıların daha büyük riskleri olduğunu hatırla. Anneni ara. Biri hapşırdığında çok yaşa de. Kaybettiğinde ders al.  ÜÇ S'yi unutma. Kendine Saygı Başkalarına Sa