En Büyük Pişmanlığım...



Herkesi kendim gibi sanmam.
Kendime ettiğim haksızlıklar.
Hayır diyememek.
Gençliğimin kıymetini bilememek.
Kelimeyi bile hak etmeyen insanlara cümleler kurmak.
Değmeyecek kişilere harcadığım zaman. Vefasızlara vefa göstermek. Beş para etmez, kişiliksiz kişilere değer vermek.
İnsan olmayanları insan yerine koymam. Yanlışları göre göre katlanmam.
Kazık yedikçe ikinci şansı verdiğim insanlar.
Cahilce aldığım sorumluluklar.
Hiç kurnaz olmamak.
Kararlarımı alırken cesur olmamam.
Susmak, artık susmuyorum.
Kendimden önce hep başkalarını düşünmem.
Nankörlere değer verip katlanmak.
İnsanlara güvenmek.
Ödün vermek, aşırı merhametli olmak.
Her önüme geleni insan sanıp aldanmak.
Sevdiklerime haddinden fazla değer vermiş olmam.
Saflığım ve herkese inanmam.
Yıllardır sahte insanlara katlanmam.
Açık sözlü olmam.
Kendime çok geç kaldım istediklerime geç kavuştum.
Geçen zamana yetişememek.
Ben herkese yetebilirken kimsenin benim için bir şey yapmaması.
Yanlış insanları yanlışlarıyla kabul etmek.
Yanlış insanlara yaptığım doğrular.
İnsanlara değerinden fazla değer vererek kendi değerimden düşürmem.

Dolandırıcı olmadığıma pişmanım, onlar kadar cesaretli olmayışıma, dürüstlük hiçbir işe yaramıyor.

İyi niyetim ve herkesi kendim gibi görmem, herkese koşmam, yardım etmem sonrada kazık yemem.

Keşke insanlara çok değer vermeseydim öncelik kendim olsaydı. Yarın ölecek gibi anı yaşamak varken yıllar geçmiş yaşamak istediklerimi yaşayamadan ben yaşlanmışım.

Pişman olurum diyerek yapmadıklarım. Keşke birazda kendimi düşünseydim.

Herkesin işine koşmak, vefasızlık, nankörlük. İçimdeki acıma duygusu.
Hayatı daha fazla dolu dolu yaşayamamak.
İyi niyetli, dürüst ve merhametli olmak, keşke böyle olmasaydım.

Değmeyecek insanlar için kendimi fazlasıyla kahretmem, zaman harcamam ve bunun çok geç farkına varmam, hayatımın en güzel geçmesi gereken yıllarını feda etmem.

Hala iyi insanların var olabileceğine inanmak. İyi niyetli olan insanlar kaybetmeye mahkum. Bu zamana kadar iyi insanı kaybettiği için üzülen kötü birini tanıdınız mı?

Hayatımı yönlendirmeye çalışanlara müdahale etmedim. Her şeyi kabullenip kendimi yıprattım. Beni kıranları affedip iyilikten vazgeçemedim. Kıymet verdiğim insanlar beni hep hayal kırıklığına uğrattılar.

Bugüne kadar ikili ya da çoklu etkileşimlerimde kendi çıkarlarımı hiç düşünmemek. Ama şu soruya artık kendimi alıştırıyorum. Hayatımın odak noktası olacak soru; bu işten benim çıkarım ne olacak?

Fedakarlığımdan ve inancından pişmanım, keşke hiç kimseye acımayıp kendime baksaydım. Değer verdiğim kadar değer görsem yeter, öyle gözüm çok ahım şahımlarda değil herkes kendi çıkarını düşünmesin yeter.

İnsanlara fazla değer verip değmeyecek insanlar için çabalamak. İyilik yaptım kötülük gördüm, bilseydim bir tekmede ben vururdum.

İstemediğim şeylere hayır diyemeyerek kendimden çok ödün verdim. Söylenmesi gereken beni kıran, üzen şeyler karşısında sadece olay büyümesin boş ver dediğim için en çok kırılan, üzülen, yıpranan ben oldum.

İyi niyetli olmam, herkesi kendim gibi dürüst sanmam. Halbuki alayı yalancı, riyakar, palavracıymış.

Hayat insanlara her istediğini sunmuyor, yaşadığın şartlara göre yönleniyorsun, pişmanlık değil de tecrübe olarak görmeli, hiç kimsenin dört dörtlük bir hayatı yok, herkes bir şeylerle sınanıyor.

İnsanın hayatının en kıymetli sermayesi tecrübedir, keşkelere fırsat vermeyin. Önemli olan pişman olduğunu anladıktan sonra zaman kaybetmeden doğru kararı verebilmek.

Fedakar olmak, fazla değer vermek. Fedakarlık yapınca değil, önemsemeyince kıymetli oluyormuşsun. Karşındakini mutlu etmek, problem çıkmasın diye susmak eziklik olarak düşünülüyormuş.

En büyük pişmanlığım, aklımı değil de vicdanımı kullanmak, iyi niyetli olmak.

Pişmanlıklar konuşuldukça yara açan dert yükleyen hayatın kaçınılmaz parçalarıdır. Bugünü yaşamaya yarın için umutlanmaya engeldir. İşte bu yüzden olan olmuş, biten bitmiş, giden gitmiş çokta kasmamak gerek.

Yaşanması gerekenler yaşanmış, tüm hataların olgunlaşman için önemli olan aynı hatalara tekrar düşmemek. Ne olursa olsun nefes alıyorsak çok güzel, hiçbir şey için değmiyor, hayat çok kısa, sıkıntılar, dertler, kederler bitmeyecek ama her şeye rağmen yaşamak güzel.

Dünyada bazen olumsuzluklar gelip seni bulur, gereksiz hatalarının bedelini çekersin. Eğer akıllanmışsan her durumdan
ders çıkarmalısın böylece fırtınadan daha az zarar alarak çıkarsın, her şey akılla başlar, şekil alır, yontulur ve karar mekanizması devreye girer, doğru ve yanlışı sen seçersin.

Herkese değer verip kendimi değersizleştirdim. Cahil insanlarla muhatap olup, boş beleş insanlar için maddi, manevi kayıplarım.

Sonunu bildiğim kitabı okumak ve sonucun değişebileceğine inanmak.
Haddinden fazla değer vermek.
Haddinden fazla önemsemek.
Haddinden fazla umursamak.
Haddinden fazla düşünmek.

Hayat sınavlarla dolu, tecrübe ettik zararlı çıktık, bir dahaki sefere iyi olur belki. Ne dosta, ne akrabaya, ne eşe, ne kardeşe, ne aileye güvenmiyorum.

İnsan olmak. Kendime yeterince önem vermemek, kendimi anlayamamak, hep başkası için yorulmak. Kimseye zerre zarar vermezken kendimi parçalamam. Hep başkaları için bir şeyler yapmam. Kendim için hiçbir şey yapmamam.

İnsanların içinden belki iyi biri çıkar diye beklemek ve herkesin bencil olduğunu görünce hayal kırıklığı duymak.

İnsan hayatı işlediği hatalarla dolu. Bazı affedilmez hatalar var en iyisi onları tekrarlamamaya dikkat etmek. Fazla mükemmelliyetçilik can sıkıcıdır, izole olmaya neden olur.

Pişmanlık varsa hata vardır, onun için pişmanlık yok, yaşamamız gereken şeyleri yaşadık. Geriye alamayacaksam yaşananları pişman olup kendimi tüketmek istemiyorum. Eşelememek üzere üzerini küllendirmek en iyisi, yaptıklarımdan pişman değilim. Olması gerekeni yapmasaydım keşkelerim başlardı. Hayat yaşamaya değer, her şeyin bir telafisi vardır sadece ölüme çare yok.

HÜLYA ÇAKICI

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Süleyman Demirel'den bir fıkra ile günümüz :)

Ayağınızdaki 6 Güçlü Nokta

Hayat Kişiye Özeldir