Kayıtlar

sevgi etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Okumuş Cehalet, Okuyamamış Bilge

Resim
Bir Tavşan önüne bir daktilo almış, tak tuk tak tuk bir şeyler yazıyor. Oradan geçen bir Tilki: - Hey Tavşan, ne yazıyorsun? - Doktora tezimi yazıyorum. - Ha öyle mi, çok güzel, ne hakkında? - Tavşanların Tilkileri nasıl yedikleri hakkında. - Yok canım, olur mu öyle şey, hiç Tavşanlar Tilki yerler mi? - Olur canım, gel istersen, sana ispat edeyim. Beraberce Tavşanın yuvasına girerler. Biraz sonra Tavşan tek başına çıkar ve yine daktilosunun başına geçer, tak tuk bir şeyler yazmaya devam eder. Daha sonra oradan geçen bir Kurt, Tavşanı görür. - Hey Tavşan, ne yazıyorsun? - Doktora tezimi. - Ne hakkında? - Tavşanların Kurtları yemesi hakkında. - Yayınlamayı düşünmüyorsun herhalde, buna kim inanır? - Gel istersen göstereyim. Yine beraberce yuvaya girerler. Tavşan biraz sonra tek başına dışarı çıkar. Tavşanın yuvasını merak mı ettiniz? Manzara şudur: Bir köşede Tilkinin kemikleri. Bir köşede Kurdun kemikleri. Diğer köşede ise TAVŞANIN DOKTORA DANIŞMANI ASLAN, kürdanla dişlerini temizl

Üç günlük dünya!

Resim
Bu hayat bana, insanların çoğunun gülemediği için ağladığını, susamadığı için konuştuğunu ve laf olsun diye yaşadığını öğretti. Chuck Palahniuk. Adamın biri bir gün cami de yere oturmuş, başını da dizlerinin üstüne koymuş uyukluyormuş! Derken HIZIR ALEYHİSSELAM adama yaklaşmış, sen nasıl bir insansın cami de ibadet edeceğine uyuyorsun diye çekistirmiş adamı. Adamcağız hiç başını kaldırmadan, bana bak burdan çek git yoksa senin Hızır Aleyisselam olduğunu herkese söylerim. HIZIR ALEYHİSSELAM apar topar Allahın hızuruna çıkmış. Allahım ben senin sevdiğin kullarını bilirim, ama bu kim ben bilmiyorum demiş. Allah senin bilmediğin ve benim sevdiğim kullarım vardır/çoktur demiş.! Ya üzdüğünüz kişi böyle seçilmiş birisiyse? Yaşadığım ve yaşıyor olduğum tüm sıkıntılara rağmen, aldığım her nefes için şükrediyorum. Beddua ettiğimizde melekler Amin diyor. Ve dileğimizin bize dönmesi için de Amin diyorlar. Yani ağzımızdan çıkan her dua, beddua vs. dönüp dolaşıp bize geri geliyor.

Hızlı bir nehir gibi akıp geçer ömür!

Resim
Her şeyin sonu olduğu gibi Dünya'nın da bir sonu vardır değil mi? Dünya yaşlanıyor ve bir düzenden düzensizliğe doğru gidiyor. İnsanlık kendi elleri ile sonunu hazırlıyor ve bunun farkında olmamıza rağmen engel olamıyoruz. Ve buna kader diyoruz. Buna dünyanın düzeni diyoruz. Ama bazılarımız kaderimize teslim olmuyoruz. Kaybedeceğimizi bile bile mücadelemize devam ediyoruz. Elimizden geldiği kadar insanlık için, çevre için, dünya için mücadele ediyoruz. Doğduğumuz yer, ülke, din vs. olması gereken hayat prosedürleri. Gerisini iyi ya da kötü tamamlamaksa kişinin kendi seçimleridir ve tamamen kendine aittir. Arzu ettiğin hayatı düşlerken yaşadığın hayatı elinden kaçırıyorsun. Umudu seçersen istediğin her şeyin yarısı zaten senin olmuş demektir. Zamanı geri almak imkansızdır ve düşünüldüğünden çok daha hızlı akıp gider. An bu andır. Anı yaşa. Dünü ez geç. Yarını düşünme. Elde iken kaçırma fırsatı. Gençlikte bulursun tadı lezzeti. Geçince ah vah deme gönül. Ne çok fırsatın, hay

Sen benim hayatım değil! Sen benim sonsuzluğumsun!

Resim
Aldığım nefesin sebebi.  Sonsuzluk gibi seni sevmek. Sürüklenirsin mutluluğa, umuda, hayallere ve aşka. Sensin bu bedenim de kalbim. Sensin bu bedenim de ellerim. Sensin bu bedenim de gözlerim. Ben senim sevdiğim. Benliğime karışmış ruhun ve bedenin. Attığım her adımda seni isterim.   Baktığım her yerde seni görürüm. Dolmuş, taşmış kalbim seninle, senin sevginle. Ah bir bilsen nasıl seviyorum. Nazar değdirir gözlerin sevgime. Bir bilsen nasıl seviyorum. İmrenir herkes sevgime. Bir bilsen nasıl seviyorum. Ben anlatamıyorum sen yaşa istiyorum. Bazen fedakarlık ister aşk. Ben sen oldum. Bu denli sevmek delilik biliyorum. Eğer sığsaydı sevgim kalbime, bedenime, hayallerime. Taşırmazdım dünyaya. Gözlerime bakan herkes seni görsün istiyorum. Bir tek sen baktığın da beni gör, hisset. Bu yalanlarla dolu hayat içinde. Benim gerçeğim sensin. Biliyor musun, kendinle grur duymalısın. Bu kadar seviliyorsan sen mükemmel bir insansın. Sen benim nasibim, sen benim kaderim, sen benim değerlims

Korkak ister! Cesur üretir!

Resim
Her şey bir şifrenin yerine oturmasıyla başlar. Şifre çözülür ve cennet bahçesinin kapıları ardına kadar açılır. Mutluluk aslında her zaman bizimle. Kolye gibi takıyoruz. Hayat her şeye rağmen çok güzel. Güneşi göremesek de varlığını biliyoruz. Nefes alabiliyorsak her şeyi başarabiliriz. Yapamadığımız, yarım kalan ne varsa. Damarın da kan dolaşıyorsa, hala soğumamışsa, bedenin her şeyi yapabilir ve başarabilir. Yaşamak sevmek için yaratılmış. Dünya sevgi üzerine kurulmuştur. Şanslar, kayıplar, kazançlar, günahlar, İyilikler, yaşam, ölüm vs. hepsi bizim. İnsana insanlık katan duygular. Kimimiz mutlu, kimimiz umutlu, kimimiz acının tutsağı, kimimiz korku vs. hepsinin çıkacağı yol inanç, şükür ve onun insana sunduğu mucizeler. İçimizde derin de bir yerde yatan insanı keşfedersek sevgi bize yol gösteren ışığı yakacak, bizi mutlu kılacaktır. Sevgi bizimle yaratıldı, tüm gücünü keşfedip kullanarak değerli yapabiliriz. Kadınlar kulaklarıyla, erkekler gözleriyle sever. Bundan dolayı

Herkesin sevdiği bir başkasını seviyor, onun sevdiği de başkasını. İlk kaydırmayı kim yaptıysa artık :)

Resim
Herkesin sevdiği bir başkasını seviyor, onun sevdiği de başkasını. Demek ki sıra bozuk, ilk kaydırmayı kim yaptıysa artık :) Tiryaki gönlüm de olmasın kuşkun. Tek sana müptela, tek sana düşkün. Ardından bir ağıt yakalım aşkın. Adını elveda koyalım gitsin.  Güven varsa sevgi vardır, sevgi varsa huzur vardır, huzur varsa para vardır, para varsa aşk vardır, aşk varsa eşin evden gitmiş demektir :) Demek ki kaybetmeyi anlamıyorsan. Bu da büyük bir kayıp.  Kaybetmeyi anlamayan  değer  vermeyi de bilmez.  Kaybetmeyi öğrendik,  bilmeyene de  öğretiriz. Kalbe vurulan bir mührü silemezsin, unuttukça kaybedemezsin.  Hep sorarlar kadınlar ne ister diye ve bir sürü şey sıralarlar arkasından. Para, güç, sahiplenme, makam ve rahat diye. Oysa ben sadece iki şey sayarım; Kadın güven ve huzur ister. Güç beklemez bir kadın çünkü erkekten daha güçlüdür. Sahiplenmek istemez kadın çünkü zaten kendine sahiptir. Para ve makam istemez bazı kadınlar çünkü geçici şeyler olduğunu bili

Hayat dediğin bir kapıdan giriş, bir kapıdan çıkıştır!

Resim
Bir zamanlar, bütün duyguların üzerinde yaşadığı bir ada varmış! Mutluluk, Üzüntü, Bilgi ve tüm diğerleri, Aşk da dahil. Bir gün, adanın batmakta olduğu, duygulara haber verilmiş. Bunun üzerine hepsi adayı terk etmek için sandallarını hazırlamışlar. Aşk, adada en sona kalan duygu olmuş. Çünkü mümkün olan en son ana kadar beklemek istemiş. Ada neredeyse battığı zaman, Aşk yardım istemeye karar vermiş. Zenginlik, çok büyük bir teknenin içinde, geçmekteymiş. Aşk, "Zenginlik, beni de yanına alır mısın?" diye sormuş. Zenginlik, "Hayır, alamam. Teknem de çok fazla altın ve gümüş var, senin için yer yok." demiş. Aşk, çok güzel bir yelkenlinin içindeki Kibir'den yardım istemiş. "Kibir, lütfen bana yardım et!" Kibir "Sana yardım edemem, Aşk. Sırılsıklamsın ve yelkenimi mahvedebilirsin." diye cevap vermiş. Üzüntü yakınlardaymış ve Aşk yardım istemiş "Üzüntü, seninle geleyim." Üzüntü "Of Aşk, o kadar üzgünüm ki, yalnız kalmaya i

PİSAGOR'UN ADALET KUPASI

Resim
PİSAGOR KUPASI (Adalet kupası) Ünlü matematikçi Pythagoros (pisagor)'un yaklaşık 2500 yıl önce icat ettiği ters çan biçimindeki bu kupa, ilginç bir özelliğe sahiptir. Kupanın altı delik olmasına rağmen içindeki sıvı asla dökülmez. Ne zaman ki kupaya doldurulan sıvı, kupanın sınır çizgisini aşarsa o zaman içindekiler son damlasına kadar akıp gider. Kupaya adalet kupası ismini veren filozof, belki de bu kupa ile şunu söylemek ister; "İnsan bazen yaşamın sundukları ile yetinmeyi bilmeli, zira daha fazlasını arzularken elindekiler de kayıp gidebilir." Toplumsal olarak insanlık çöktü. Bir de ekonomik olarak çökerse ne olur meçhul. Bütün kötülükleri insan yaptığına göre epeyce tecrübeye sahip.! Bugün haberlerde bir intihar vakası gördüm. Sokaktaki kameralardan birinden alınmış görüntüler. Adamın biri yerdeki yuvarlak ağır kanalizasyon kapağını açıp içine atlayarak intihar etti. Belediye ekipleri suyu boşalttılar, ama ulaşamadılar. En son yolu kazdılar ve cesede ulaş

Yüreğimizle boyayalım dünyayı...

Resim
Evren bizi cezalandırıyor veya ödüllendirmiyor. Sadece yaydığımız titreşimsel tavırlara yanıt veriyor. Aynaya bakıp dış görünüşümüzü düzeltiyorsak, insan aynalarımızda da iç alemimizi düzeltmeliyiz. Ayrılıkların acıtmasının sebebi budur zaten bana göre. Yoksa "onsuz yaşayamam" yersiz bir sitem. İnsanlar ayrıldıktan sonra da gayet güzel devam ederler hayatlarına. Ama bir zamanlar seni o kadar güzel seven adam/kadın için artık yoldan geçen herhangi biri olma fikri üzer insanı. Nasıl olabilir ya dersin, yani şimdi hiç özlemiyor mu? Başta biraz acıtır, ama sonra bir bakmışsın sen de özlemiyorsun. Artık sıradan biri olmuş. İşte o zaman geçer. Gerek şartlar, gerek bizzat sevginin muhatabı sebep olur buna. Ama er ya da geç bu şekil de geçer. Zamanın eli her şeye ilaçtır. Kendiliğinden geçene kadar acı çekilecek. Acısız aşk yavan olur zaten. Ama insan sevmek kadar sevilmeye de muhtaç. Düşündüğü kadar düşünülmeye, merak ettiği kadar edilmeye. Bunları göremeyince zamanla yorulu

Aşk ve Arkadaşlık yolda karşılaşmışlar!

Resim
Aşk ve arkadaşlık bir gün yolda karsılaşırlar. Aşk kendinden emin bir şekilde sorar. Ben senden daha candan ve daha yakınım. Sen niye varsın ki bu dünyada? Arkadaşlık cevap verir. Sen gittikten sonra arkanda bıraktığın gözyaşlarını silmek için... Sevdayı derinden yaşayan adamlar da var. Bir ömrü bir sevdasına harcayan, ağlatmaya kıyamayan, saçının telini kıskanan, öyle  süsüne, boyuna, posuna değil! Yüreğine sevdalı adamlar.  Zor günün dostu, hayat ortağı, yolunda yoldaşı, göz yaşına içi yanan adamlar da var. Verdiği sözü tutan. Sevdiğine namus gözüyle bakan, kadınım deyip, arkasında dağ gibi  duran. Tam tersi olan adamlar da var. Yapamadıklarına sonradan pişman olan adamlar bunlar. Pişmanlık bütün bir ömür boyu saplantı haline gelebilir insan da. Yanlış olanı seçtiği için değil (çünkü bundan ötürü pişmanlık duyabilir insan) doğru olanı seçebileceğini kendisine kanıtlaması olanaksız olduğu için. Her acı her sızı geçte olsa bir gün geçer elbet.

ARAYIP BULDUĞUN ÖZÜNSE! KIVIRMADAN YAŞARSIN!

Resim
Son ırmak kuruduğun da, son ağaç yok olduğun da, son balık öldüğün de beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak. Kızılderili Atasözü Tek tabanca dimdik ayaktayım. Hiç kimseden, hiç bir beklentim olmadan! Çalışarak, didinerek, gururla. Kim olursan ol, ne yaparsan yap, evli, çocuklu, analı, babalı, arkadaşlı, yalnız, kalabalık fark etmez! Hep tek başınasın.! Dünya bana kalacak! Ve tüm kötülerin gelmişine, geçmişine, El-fatiha okuyacağım... İnsanlık unutulmuş Adem İle Havva zamanın da. Kabil ile Babil mi tek suçlusu? Kardeşi kardeşe düşman ettiler! Kişi suçluluk duygusuyla ağrı acı çekerek kendini cezalandırmaktan vazgeçmeli. Zihnimizi davetsiz misafir gibi sürekli kurcalayan şeyleri kim biliyor? Biz! Önce dikkat kesilip hangisi sıkıntı üretiyor bakarım. Hata ise tekrarlamamaya. Düzeltilecek bir durum varsa elimden ne gelirse yapmaya. Tabii önce zihin de hazırlık ve dürüst bir niyet. Geçmişi değiştiremeyiz. Ama öğrenip değişmek istedikten sonra bir yerlerden

AŞK?

Resim
Öyle saf, öyle temiz, öyle derin sevmelisin ki! İki kişilik bakabilesin. Tenlere doymuş adamlar güzel sever kadınları. Özellikle adam diyorum. Çünkü Onlar sever. Erkek başka bir şey. Uçur diğer adı. Umarım yalan diller de bu sihirli kelime (AŞK) bitmez. Kadınları asla anlayamayacağım diye düşünmemiş adam var mıdır? Yoktur! Karşılıklı oturduğunuz, gözlerinin içine baktığınız zaman bile anlayamadığınız kadınlardan, internet yüzünden daha da uzaklaşıyorsunuz. Eskiden cep telefonu yoktu, internet yoktu. Güzeldi, şimdi de güzel. Ama o zamanları şimdi ki neslin görememesi üzücü. Onlar birbirlerine sms atarak, her an yanlarında taşıdıkları telefonlara hapsedilmiş bir dünya da sürekli haberleşiyor ancak özgürlüğün tadını asla bilemiyorlar. Biz kendimize ait bir dünya da sevdiğimiz insana adanmış bir kalp taşıyorduk. Nerede olduğunu bilmesek bile ev telefonundan:) arayacağını biliyorduk. Gelemediği zaman bekliyorduk. Çünkü geleceğini biliyorduk. Kadınları asla anlayamayan erkekler!

Gece sessizliğim benim.

Resim
Bir gece kapını çalarsa yalnızlık, açma bırak dışarıda kalsın.  Hayatı öyle mutlu yaşa ki, kapıdaki yalnızlık yalnızlığından utansın. Unutulduğunu sansa da bile insan. Her önemli günde akla ilk yürekten sevilenler gelir. Gece sessizliğim benim. Ay doğar, gözlerin aklıma düşünce. Rüzgarlar aralar penceremi. Perdelerim uçuşur, göklere savrulur. Bir türkü dolanır, kalbimin kenarında. Sonra güneş doğar penceremden içeriye. Tekrar gece gelir. Ve nihayet yaşam biter, ölüm gelir.  Yarasaya gel, kartala git dersen. Ruhu efkar basar, stres hoş geldim der. Aşkı başka bir dudaktan duyarsan. Kalbe nefes gelir, hoş gelir. Bana ilaçları sordular.. ANLAT DEDİLER... Sorun bakalım dedim. Gelecek için? Sabır dedim. Düşmanlık için? Barış dedim. Nefret için? Sevgi dedim. Cahillik için? İlim ve bilim dedim. Başarısızlık için? Korkmamak dedim. Fakirlik için? Çalışmak ve aklını kullanmak dedim. Kötülük için? İyilik dedim. Zayıflık için? İnanç ded

AŞK tesadüfen ben mi bulacağım seni, yoksa kendin mi çıkacaksın karşıma :)

Resim
Aşk tesadüfleri sever. Acaba tesadüfen ben mi bulacağım  yoksa  kendisimi  çıkar bilemem.  O tesadüfü merakla bekleyeceğim ve inanıyorum ki aşk öyle bir zamanda, öyle bir yerde bulacak ki, ben bile hayır diyemeyeceğim.  Yüzümden gülümseme, gönlümden huzur eksik olmayacak. İnsan herkesi, her şeyi sevebilir. Güzel bir kalbi seversin, bir çiçeği seversin. Baharı, güneşi, yıldızları, çocukları seversin. Şarkıyı, yağmuru, karı seversin. Ama AŞK başkadır. Eğer yüreğinde boşluk hissediyorsan, boğazına bir yumru tıkanıyorsa, AŞK olduğuna inanıyorsan. Bulduysan o insanı ve aşkı. Kafandaki sorunun cevabı o kişi ise. Kaçırma onu, sonra çok geç olabilir. Ne kadar yaşayabileceğini biliyor musun? Sarıl ona son nefesin gibi. Yanına geldiğinde konuşamıyorsan,  Yanına geldiğinde çocuklaşıyorsan,  Saatlerce günlerce gözlerine bakmak istiyorsan,  Ondan hiç bir şey beklemiyorsan, Yanındayken yüreğindeki heyecan bütün bedenine yayılıyorsa. Sarıl ona son nefesin gibi. Dans e

Hayatınız seçtiğiniz KADINDIR ve ERKEKTİR...

Resim
Evvel zaman içinde Memleketin birinde 70 yaşlarında fakat çok dinç ve genç görünümlü bir adam yaşarmış? Çevresinde bulunan herkes ona çok özenir ve sorarlarmış. "Bu gençliğin sırrı nedir" diye. İhtiyar delikanlı güler geçermiş her soruldukça bu soruya. Ama sorular sık ve soranlar çoğalınca cevap vermek vacip olmuş sanki. Sonra karar vermiş tüm meraklıları yemeğe davet etmeye evine. "Bu davette size sırrımı açıklayacağım" demiş. Herkes merakla davete gelmiş.Yemekler yenilmiş, içilmiş, sohbetler edilmiş vakit iyice gecikmiş. Ama gençlik sırrı ile ilgili tek kelam edilmemiş. Herkes konu ne zaman açılacak diye merak ederken adamcağız huri gibi sevimli hanımına seslenmiş. "Hatun , şu kilerden bir karpuz getirir misin bize sana zahmet!.." Hanım hemen doğrulmuş kilere giderek kaş ile göz arasında gidip bir karpuz getirmiş. Adamcağız şöyle eliyle bir vurmuş tık tık diye sonra da : "Bu olmamış hanım, güzel çıkmayacak, başka getirir misin bir zahmet"