Kayıtlar

Ekonomide Vergiye Zam

Resim
2018 / 2020 dönemini kapsayan Orta Vadeli Programı; Kurumlar vergisi yüzde 20’den 22’ye yükseltiliyor. Binek otomobilde MTV %40 artacak. Şans oyunlarında ikramiye kazanan talihlilerden alınan vergi yüzde 10’dan yüzde 20’ye çıkacak. Sigara kağıdından özel tüketim vergisi alınacak. Ekonomide vergiye zam yaparak sadece enflasyonu azdırırsınız. Her ay bir vergiye zam yapmak başarı değildir, kamu açığı böyle kapatılmaz. Kamu açığı kamu israfını önlemekle kapatılır. Bu ekonomiyi yönetme değildir, özel şirket gibi ekonomi yönetilmez, vatandaştan almakla değil, ekonomiyi iyileştirme yönetme ve üretimi desteklemekle olur. Bizler daha iyi ekonomik gelişmeler beklerken vergi artışı ile karşılaştık. Şimdi üreticilerde maliyetlerini arttıracaklar vergi artışı ile birlikte. Kontrolsüz enflasyon rakamları beraberinde değersiz bir lira, daha çok çalışma ama bu çalışmanın karşılığı değersiz bir ücret ve pahalı bir hayat getirecek. Zenginden vergi almak yerine teşvik vererek daha zengin yapıyo

Eski Ama Eskimeyen Taktik

Resim
Zorbalara dünyayı avuçlarında tutma gücünü veren şey herhangi bir ahlaki değer ölçüsü değil, ezilenlerin korkaklığıdır. Roma Engizisyonu, Roma Katolik Kilisesinin savunduğu öğretiyi korumak için Papa III. Paulus tarafından 1542'de kuruldu. Genel olarak Calvinizme ve Luthercilere savaş açtı, cadılık ve büyücülükle de uzun yıllar mücadele etti. Bir manastıra yada piskoposun sarayına yerleşen engizisyon sorgucusu halkı kilisede toplayıp uzun vaazlar veriyordu. Amaçları yerel halkla ilişkileri sıcak tutmak, onların güvenini kazanmaktı. Roma'da Engizisyon mahkemesi tarafından Aristoculuk ve sonsuz evren fikri yüzünden yakılarak öldürülen İtalyan filozof din bilimci Giordano Bruno, 'Tanrı iradesini hakim kılmak için yeryüzündeki iyi insanları kullanır, yeryüzündeki kötü insanlar ise kendi iradelerini hakim kılmak için Tanrıyı kullanırlar.' demiştir. Hayr ve şer Allah'tandır. 'Hayrihi ve şerrihi min Allahü Teala'. Engizisyon kendilerini din adamı olarak k

Sorun yok, sadece bekle...

Resim
Yaşam üzerine fazla geldiği zaman onu zorlama, biraz duraksa, neler olup bittiğine anlam verme. Mutlaka yanlış bir şey oldu ve düşüncelerin ile dileklerin aynı orantıda değildi ve varlığın ile buluşamadı. Sorun yok, sadece bekle. Güneş doğacaktır, çimler yeşerecektir, çiçekler açacaktır, rüzgar esecektir ve yağmur yağacaktır, zorlamaya gerek yoktur, olması gereken kendiliğinden olur! İzlemeye devam et, şahitlik güzeldir, hem olayın dışındasındır hem de içinde, o bir dengedir, o anlamlıdır, şahit ol, tanık ol, olan ile bütünleş, güzellik olanların içinden filizlenecektir; zorlamaya gerek yoktur, olması gereken kendiliğinden olur...! Albert Einstein Amerikan burjuvalarından biri para ile yapılacak her şeyi yapmış fakat yinede mutlu olamıyormuş. Bunun üzerine hayatın anlamını sorgulamaya başlamış. Hayatın anlamını bana en iyi kim öğretir diye soruşturmuş. Çoğunluk, Hindistan'daki Hint gruları demiş. Bu da kalkmış Hindistan'a gitmiş. Oradaki en iyi gruya varıp, bana hay

Mutlu Değiliz, Nasıl Olabiliriz?

Resim
Büyük resme baktığımızda mutluluğun küçük şeylerde saklı olduğunu görüyoruz. Bir parça çikolatada, bir kitapta, bir fincan kahvede yani çokta büyük şeylerde aramamak gerekiyor, zaten mutluluğa önem veren insan mutlu olmasını da biliyor demektir. Bakış açısı pozitif insanlar mutlu olur. Hayattan çok şey istediğimiz için mutlu değiliz. Kiminin evi olmadığı için mutsuz, kimi arabası olmadığı için, kimi sevgilisi, kimi parası, kimi istediği gibi işi, kimi çocuğu vs. bizler kendi kendimizi mutsuz ediyoruz. İstekleri azaltırsak, elimizdekilerle yetinmeyi başarırsak mutlu da olabiliriz. İnsanlar ne istediklerini bilmedikleri için bir arayış içerisindeler dolayısıyla mutlu da olamıyorlar. Hayattan ve insanlardan beklentisi ile doğru orantılı biraz mutsuzluklar. Beklentiyi düşük tutar, hayata bardağın dolu tarafından bakarsak mutluluk kat sayımızda artacaktır. Öncelikle karar vermemiz gerekiyor, gerçeklerimizden ve sorunlarımızdan kaçtığımız, o sorunlarımızı hep birilerinin üstüne yıkıp

Piyonlar Ölür Şahlar Alkışlanır!

Resim
Savaş fakirler için ölüm, zenginler için sermayedir. Savaşı sermaye sınıfı çıkarır din ve ideolojiler bahane, insan ise kurban edilir. Bir sorunda uğruna savaşılanlar kalır savaşanlar yok olur. Her şey stratejik bir oyundur, oyun bitince kavgayı çıkaranlar başka bir kavga için tekrar işbirliği içine girerler. Yanılgı, adaletsizlik, zulüm, zalim. Başı, sonu belli olan aslında bize ait olmayan bir dünyanın haksız kavgası, hiç olmayan bir özgürlüğün sevdası, tatmin olmayan egolar, bitmeyen hırslar, korkular, korkaklar ve en önemlisi de hiçbir şeye inancı olmamak. Savaşlar iki türlüdür. Sahada mücadele edip ölenler, masa başında oturarak diplomasi yürütenler. Günümüz dünya siyasetinde krallar ne kadar düşman olursa olsunlar aynı masada kozlarını ortaya koyar, askerleri de kanlarını. Bazen verdiğiniz mücadeleyi hiçe sayarcasına sonucu masadakiler belirlerler. Kurulan düzende dostu, düşmanı anlayamazsın sana verilen geçici önemin, ölüm sırası sana geldiği zaman bir anlam ifade etmedi

HİÇBİR ŞEY OLDUĞU GİBİ KALMAZ...

Resim
Dervişin biri, uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra bir köye ulaşır. Karşısına çıkanlara, kendisine yardım edecek, yemek ve yatak verecek biri olup olmadığını sorar. Köylüler, kendilerinin de fakir olduklarını, evlerinin küçük olduğunu söyler ve Şakir diye birinin çiftliğini tarif edip oraya gitmesini salık verirler. Derviş yola koyulur, birkaç köylüye daha rastlar. Onların anlattıklarından, Şakir'in bölgenin en zengin kişilerinden birisi olduğunu anlar. Bölgedeki ikinci zengin ise Haddad adında bir başka çiftlik sahibidir. Derviş, Şakir'in çiftliğine varır. Çok iyi karşılanır, iyi misafir edilir, yer içer, dinlenir. Şakir de, ailesi de hem misafirperver hem de gönlü geniş insanlardır... Yola koyulma zamanı gelip Derviş, Şakir'e teşekkür ederken, Böyle zengin olduğun için hep şükret der. Şakir ise şöyle cevap verir: Hiçbir şey olduğu gibi kalmaz. Bazen görünen, gerçeğin kendisi değildir. Bu da geçer... Derviş, Şakir'in çiftliğinden ayrıldıktan sonra bu söz üzeri

Kanunlar Detaylarla İlgilenir!

Resim
Temeli yıkarsan inşaa olmaz. Tesadüf denen bir kavram yoktur. Toplumu topyekun imha etmek illa top ve tüfekle olmaz, zihnine ve algılarına sahip olduğunuz her birey artık kölenizdir. Cehalet yıkılamaz, çünkü ahlakı sahiplenip ahlaksızca saldıran insanlar cahildir. Öyle bir toplum haline geldik ki kendinden olmayana hemen bir yafta yapıştırıyoruz. Kanunlar detaylarla ilgilenmezse gerçekler nasıl ortaya çıkar? Hukuk devletlerinde yargıçlar tarafsız ve adildir o yüzden sabit kalırlar zemine göre oraya buraya oynamazlar. Bir ülkede bağımsız, tek taraflı yargı varsa her şey değişken olabilir. Geniş milletiz mangal gibi yüreğimiz var. Acaba başka bir Türkiye daha yedekte varda bizlerin mi haberi yok. Buna gerçeklerden uzaklaşma deniliyor, kendimizi bir hayalin içinde kaybetmiş ne istediğimizi, nereye gideceğimizi şaşırmış durumdayız. Anlatabilme kapasitesi yada karşı tarafın anlayabilme kapasitesi yetersizdir bazen. Çünkü inanç konusu algıda niyete dayalıdır. Niyetin neyse ona gö