Kayıtlar

Kötülüğe Kötülük

Resim
Kötülük edenin yanına kar mı kalıyor? Hayat bana hızlı kalkanın her zaman zararla oturduğunu gösterdi. Sabredersen seyredersin, sabretmezsen başkaları seni seyreder. Kötülük yapan cezasını çekiyor. Gördüm, görmekteyim, göreceğim. Hemen hepsinin yıkılışını izledim. Film şeridi gibi geçiyor izliyorsun sadece. Bana yaptıklarını yaşamadan ölmesin kimse, dediğim olmuştur. İlahi adalet her zaman tecelli etti bu konuda, Allah ahımı aldı. Siz Allah'a havale edin ve unutun hayatınıza bakın, hiçbir şey cezasız kalmaz. Er ya da geç illa ki her insan ektiğini biçiyor. Kötülüğün cezası yapanın yaptığı kötülüğe göre bugün, yarın, belki yarından da yakın hiç umadığı bir anda çıkar karşısına, anlamaz, ben ne yaptım ya der ama muhakkak cezasını çeker. Kuran'da hayıra dua eder gibi şerre dua ederler halbuki çok acelecisiniz der. Bizler bir an önce bizi üzenlerin cezalanmasını bekliyoruz doğal olarak. Ama uzun vadede herkes bir şekilde cezasını buluyor. Kesinlikle kar kalmaz sadece sabır ve izley

Cehalet Ve Yalan Kankidir

Resim
Cehalet ile bilgisizlik farklı şeylerdir. Bilmeyene anlatırsın öğrenir ama cahile anlatamazsın her şeyi bilir cahil kısmı çünkü. En büyük kirliliktir cehalet, duyarsızlaştırır, bencil, yalancı, balon mutluluk dağları oluşturur. Oysa bilgili insan çevresine duyarlıdır, etrafındaki olaylardan etkilenir, herkes mutlu ve huzurlu olmadan kendisinde mutlu olmayı hak görmez. Alimi cahilden ayıran en önemli özellik budur ve bilgi sahibi olan hep kazanır aslında. İnançla, bilgiyle yoğurursan düşüncelerini kazanan da sen olursun. Cahilliğinin farkında olan zaten cahil değildir. İnsanın kendisini tanıması belli bir  bilgi birikiminin olduğunun göstergesidir. Pek çok maddi ve mevki kazanım bu anlamda cehaletin kazandırdıklarıdır ve cehalet giderken bu kazanımları ve mevkiyi de götürürse o zaman cehaletin gitmesini, cehaletten kazanım ve mevki elde etmiş olanlar istemezler ve cehalete sahip çıkarlar. Hatta iyi pohpohlama yapıyor diye gideni geri bile alırlar ki baştaki cahil yerinde kalabilsin, son

Elalem Ne Der Duvarı

Resim
Büyüklerimiz hep başkaları ne der diye diye bizi büyüttüler biz de devam ettiriyoruz. Çünkü toplumun anlayışı bu. Kimse özgür davranamıyor elalem ne der duvarı var. Ay şunu yapma ne derler, ay bunu yapma ne derler diye diye yolu yarıladık. Başkalarının ne düşündüğü bizim için önemli çünkü insanlara değer veriyor ve önemsiyoruz bunun için de kırılıyoruz. Her şeyi kafaya takan insanlar mükemmelliyetçidir ve iletişim de herkesin kendileri gibi düzgün davranmasını isterler. İnsanlarla ne kadar az konuşursak o kadar kafamız rahat olur. İki kişinin yanına geldiğimiz zaman ister istemez bir dedikonun içinde buluyoruz kendimizi konuşmalara dahil olmasak bile duyuyoruz. O yüzden insanlarla mümkün olduğunca az konuşmak huzur sağlıyor. Kendimizi açıklamak zorunda değiliz. Eğer bizi sınıyorlarsa bu da o insanlardan uzak durmamız gerektiğinin belirtisidir. Ve bu tür insanlar kendi eksikliklerini örtmeye çalıştıkları için başkaları hakkında konuşur ve eleştirirler. Önemli olan kendi hareketlerimizin

Tecrübelerden Çıkan Öğütler

Resim
Edindiğim tecrübelerden sonra öğüt vermek isteseydim bunlar neler olurdu? Her tuğladan duvar olmuyor yaslanınca öğrenirsin. Hiç kimsenin gölgesine girme, hayatının direksiyonu hep senin elinde olsun yoksa ne yaparsan yap koca bir hayal kırıklığı olur. Kendini sev ve önemse. Tecrübeyle öğreneceğini aklını kullanarak öğren. Hayatı derdim yaptım bu en büyük aptallığım oldu, geçen zaman büyük kayıp. Kendinden başka kimseye güvenme. Kimseye kefil olma. Acınında, tatlınında keyfini çıkart, geçip gidecekler farkına bile varmadan. Negatif enerjili insanlardan uzak dur. Mutsuz insanlardan da. Kimseye kolay kolay bağlanma, hayatına aldığın ve alacağın insanları mümkün olduğunca doğru seç. İyi bir kişiliğin varsa ondan ödün verme. Hiçbir canlıyı incitme. Umudunu kaybetme. Çokça hata yap ama aynı hatayı iki kez yapma. İnsanlarla dostluk kurarken söyledikleri ile uyguladıklarına iyi bak, iyi analiz et, yanlış insan mı, doğru insan mı çabuk çözersin. İyi biri olmaya çalış. Sade yaşa huzur bul kimsey

Sevgi Birleştiricidir

Resim
Mevlana'dan eşine mektup, Benim Gülüm'e. Zaman geçer, insan geçer, dünya da her şey geçer. Zaman öyle bir zaman olur ki, sevda da zamana ayak uyduramaz. Gönül sevda da geçer, gönüle yar geçer. Çok değil sadece birazcık mevsim geçer. Sıcak gelir, kış gelir, bahar geçer. Taşın yanında ağır olduğunu, ateşin ancak düştüğü yeri yaktığını yeni öğrendim. Aşk da ateş mi demektir? Hani her düştüğü gönlü yakar ya. Mevsimlerden gözyaşı değil henüz, mevsim aşk mevsimi. Ey sevdamın Gül Hatun'u, beşinci mevsimim sensin. Sen sadece sen değilsin. Bensin. Bendesin. Benimsin. (Mevlana) Bazen aşk iki insan arasındaki mesafeden ibaret. Kimi zaman yakınındaki en uzak, kimi zaman uzağındaki en yakın. Yani sevmek daima beraber olmak değildir yokken bile yürekte yaşatmaktır. Aşk risktir ortaya hayatı koyduğumuz, tek getirisi de mutluluk olur aynı frekans tutarsa. Aşkta seveceğin insanı anlamaya çalışırken veya kendini ifade ederken şeffaf olmak, kırıcı rencide edici bir tavır yaşamadan ve yaşatmad

Enerji Vampirleri

Resim
Tilki ne kadar kurnaz olursa olsun akıbeti kürkçü dükkanıdır. Bir insan düşünün ki tek derdi kusur aramak olsun. Kusur diye bulduğu şeyler ise iftira olsun, çarpıtma olsun, inkar olsun. Anlamak istemedikten sonra mutlak doğru görsün kendini. Şakşakçılarıyla ponçik hayaller kursun, dalga geçip eğlensin. Yanlış anlamışsın hocam dendiğinde, kusuru kendinde aramasın. Bilim bilim diye ölsün ama bilimle uğraşmasın. Ahlak diye ölsün, iftira yalan ve inkardan vazgeçmesin. Teorilere tapsın, insanların değerleriyle dalga geçmeyi görev edinsin. Dalga geçmekten öte birlik beraberlik olmasını istemesin. Bir insan düşünün ki dostu, arkadaşı, akrabaları yoktur, evine giren çıkanı yoktur, bilgisizlikten, görgüsüzlükten, cahillikten, yalnızlıktan, sevgisizlikten insanlara takar, dedikoduya sarar. Okumaz sadece okuyanların fikirleriyle yola çıkarlar. Birbirlerinin ayak izlerini takip ederek, tek dertleri sayıp sövmek olan bu insanlar size huzur verir mi? İftira atmak fıtratında vardır. İftira atınca mı

Yalnızlığın muhteşem özgürlüğü...

Resim
Gelişmiş insanların yalnızlığı yıkıcı olmuyor, tam tersine yararlı ve üretici bir deneyime dönüşebiliyor. Ama bu kapasite gelişmemişse yalnızlık yıkıcı bir duruma dönüşebiliyor. Yalnızlık bazen ihtiyaç, bazen tercih, bazen de zorunluluk, aşırıya kaçmamak kaydıyla insanı rahatlatabilen bir çıkış yoludur. Hayattan yeterince ders alınca, boş kalabalıklar ve çıkar ilişkileri midesini bulandırınca, çevresindeki insanların diğer yüzlerini görüp iki yüzlülüğe tahammülü kalmayınca, sürekli fedakarlık yapmaktan yorulunca, Güzin abla ya da dert babası olmaktan bıkınca, en güvendiklerinden en büyük darbeleri yiyince, anlatılanı dinleyip konuşurken dinleyen bulamayınca, yalnız da mutlu olmayı öğrenince artık yalnızlık tercihi oluyor insanın. Yalnız kalan insan kendisiyle birliktedir. Kendinle, yanlışların ve doğrularınla yüzleştiğin zamandır. Yalnız olmak için cesur ve korkusuz olmak gerekir. Yalnız kalmak bazen insanları muhasebe etmek açısından güzeldir. İnsan farkındalığını kazandıkça artık boş