Kayıtlar

insan etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Hiçbir İyilik Cezasız Kalmaz

Resim
Her ne kadar aklın yolu bir ise de çokluk haklılık ve doğruluk ölçüsü değildir. Bazı insanların evrenin onlar için yaratılmadığının sadece onun bir parçası olduklarının farkına varmaları gerekiyor. İnsanlar gerçek yüzlerini uzun süre gizleyemezler. Sorgusuz, sualsiz her derdinde yanında olduğun dost iyi gününe seni sığdıramamaya başladıysa sorgulama vaktidir. İnsan düşeceğini bilse zaten düşeceği yerde işi olmaz, risk aldığı hayatının düşüşünü her zaman birileri hazırlar, çelme ayağına takıldığı gün ister istemez düşer zaten, onun için bilerek, görerek kendini yakmak yerine yaşamak gerek. Olacağı var ise önüne dağ çıksa yinede olur. Hayat merdivenlerinden çıkarken sağlam basmak ve önünü görmekte önemli, önümüzü görürken bile ayağımızı kaydırmaya çalışanlarla dolu bir dünyada yaşarken üstelik. Dükkan sahibinin bir maymunu varmış bekçi gibi hep dükkanda dururmuş. Bir gün dükkana hırsız girmiş maymunu görünce taklit yapar diye düşünmüş ve başlamış esnemeye hırsız esnemiş, ma

İnsanlar Kendilerinin Düşmanıdır!

Resim
Hepimizin kendi içimizde zayıflıklarımız ve alışkanlıklarımız var. Bunlar irade yolu ile aşılabilir ama yaşam ve ölüm gibi değişmez gerçekler de var. Fiziksel boyutuyla bizim nitelendirdiğimiz bir tanım olarak ben merkezcilik maalesef bize bu algı çerçevesinde hayatı yaşamayı öğretti ama bizim dışımızda ve kontrolü elimizde olmayan daha yüksek bir irade var. Kimileri öldürmek için savaşırken kimileri yaşatmak için savaşır. Bu dünyanın düzeni bu herkes kendi savaşına mahkum. Ne zaman ki ben merkezcilik ortadan kalkar aslında ortada bir savaşın olmadığı ve her şeyin olması gerektiği gibi olduğunu anlar. Teslimiyet, kabulleniş ve inancın gücü devreye girer o noktada dengeler değişebilir ama ben öylesine işlemiştir ki içimize bütün sermayemizi yıllarca bu tanıma yatırıp ondan vazgeçmek kolay değildir. Bu da yaşatmak için öldürmeye razı olmak gibi bir şeydir. Hayatın bir parçası rol yapmaktır. Gerçekten insanların yüzde yüz dobra davranarak toplum içinde var olabilmesi imkansızdır.

Hipnoz Halindeyiz!

Resim
Özgürlük kavramı fikrimce bir insanın her istediğini yapması değil, belirli bir otorite tarafından yapmaya zorlandığı şeyleri yapmamasıdır. Çeperdeki bütün sahte kimliklerden, maskelerden, kendinle özdeşleştirdiğin zihinsel illüzyonlardan vazgeçtiğinde merkezini de bulursun. Hayat zaten hep bir şeylerden vazgeçmelerin öyküsü, bebeklikten, çocukluktan, sevmekten, ayrılmaktan, ağlamaktan, gülmekten, inanmaktan, inanmamaktan, yeniden aşık olmaktan, yaşlanmaktan, vazgeçmekten. Vazgeçmeyi, vazgeçip de öylesine yaşamaktan ve bu gerçeğin gerçek olmasından kuşkulanıp yaşayarak denemekten. İnsanların his duyları, gözlerin görmediği şeyleri hisleriyle görme imkanları var. Herkese kulağını aç, çok azına sesini ver. Dinlenecek çok insan, konuşmaya değer az insan var. Kendi içimizde bile öyle çok ikilemle karşılaşıyoruz ki, bir de karşınızdaki anlayamayacak kapasitedeyse iyice boğuluyoruz. Sarsıcı olan insanların samimiyetsizliği ve olaylara olan duyarsızlığı, bu da yaşam enerjimizi azalt

Hayata Uyum Sağlamak Bile Değişimle Başlar...

Resim
Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir. Hiçbir şey durağan değildir önemli olan değişimin hızına ayak uydurabilmektir. Hayata uyum sağlamak bile değişimle başlar. İnsan bunu yaş aldıkça daha iyi fark ediyor. Zamanında öğretilmiş dar kalıpların ne kadar yanlış olduğunu tecrübelerle anlıyor ve değişimin zorunlu olduğunu görüyoruz. Yenilikleri kabullenmemek zihinsel bir ölümdür, aynı fikri savunan kişi durağan, hareketsiz, ölü olarak yerinde kalır. Yenilenmek için değişim şarttır, bu değişim sancılı olsa bile peşinden gelen canlılığı armağan eder. Düşünceleri sabit insanlar şimdiyi ve geleceği bir türlü anlayamamış, sürekli etrafıyla çatışma halindedir ve çoğu cümleleri bizim zamanımızda diye başlar. Oysa o zaman bitmiştir, gelişime götürecek olan şey ise şu anı, geleceği anlamak ve ona göre yeni fikirler geliştirmekten geçer. Düşünmek varoluşun hafifliği olunca doğruyu, güzeli herkes için geçerliliğince görene, duyana, bilene, bilmek isteyene değişim mümkünken inadına kendi

Bilgi Hasadı...

Resim
Tüm kalıplardan ve kurallardan arınmak için bilgi arzusunu kendi tekeline alan sistemlerde çatlaklar yaratmak zaruri bir mesele haline gelir. Bilgiye sorgulayarak ihtimalleri çoğaltarak, bağımsız bir merak dürtüsü, kalıplardan, tabulardan, kurallardan arınmış tertemiz bir vizyon sahibi olarak ulaşılır. Herakleides döneminde anlam kazanan PHİLOSOPHİA deyiminin anlamı; durup dinlenmeden bilgiyi, doğruyu aramaktır. Düşünme, uygulama, deney vs. ile burada varılmak istenen doğru ve gerçektir. Temeli İonia'da atılan felsefenin hiç durmadan aradığı şey budur. Hedefe empirik bir yol (Sokrates) ile mi, yoksa kendi düşünce dünyamıza çevrilerek mi, ulaşırız? Kendi iç dünyamıza evrilmek ve empirik yol ile bütünleşme bu konuda yararlı olacaktır. Platon görüşüne göre, felsefe yapmak felseficilerin, yönetmek yöneticilerin, savaşmak askerlerin göreviydi, bu da belli bir kast yapısı oluşturuyordu. Bu anlayış bugünde farklı düzeylerde devam etmektedir. Fikrimce bilgiye ulaşabilmek iki kavram

Sistemlerin Temel Felsefesi...

Resim
Yaşama öyle bağlanacaksın ki, ölüm tehlikesi olsa bile korkmadan mücadele edecek, direnecek ve yaşamını kazanacaksın. Köle olarak yaşamı yok edilen insanlar yaşamlarını ancak her şeye rağmen yaşam için mücadele ettiklerinde, direndiklerinde kazanabilirler. Beynimizdeki, duygularımızdaki zincirlerden kurtulmak yaşamımızı yaşamanın tek çıkış yoludur. Bugün çoğumuz yaşama sıkı sıkı bağlanmak adına inanılmaz mücadeleler ve çabalar içinde debelenip duruyoruz. Karşılığında ise bir kısır döngü içinde bir ömrü tüketiyor ve bunu başkaları için yaptığımızı çok geç anlıyoruz. İnsanoğlu olan bizler öğrenilmiş acizlik denen ve bilinçaltımıza kadar işleyen yaşamın cehennemine boyun eğmek zorunda olduğumuz, çıkılamaz diye hissettiğimiz, düşündüğümüz bir sistemde yaşıyoruz. Zincirlerinin farkına varsa insan zincirlerden kurtulmanın yollarını bulacak, bunun için mücadele verecek, direnecek ve yaşamını kazanacaktır. Köle yapan insanlık dünya nüfusunun tamamını özelikle Afrika, Asya, Latin Amer

Umutsuzluğa kapılınca...

Resim
Depremler farklı farklı yerlerde olsa da enkazlar hep aynıdır. Adanış ve bozgun doğal süreçlerdir, eldeki güçlerle belirlenen amaca ulaşılamayacağını gördüğümüzde yeniden durum değerlendirmesi yapmak gerekir. Kaygıyı hissedebilen beyinler belkide hayatları boyunca bu iniş çıkışlara maruz kalacaktır. İnsanız ve içimizdeki cevheri sıkıntılı zamanlarda dışarı çıkararak işleme gibi bir huyumuz var. Umut hep vardır, bugün olmayan umut yarın başka bir görünümde karşımıza çıkar. Çaresizliktir kötü olan, insan çaresizlikten umudunu kaybeder. Umudumuz boşa çıkınca sayısız düşüncelerle dalgın dalgın çevreyi izleriz. Her ne kadar tinsel hali değişken varlıklar olsak da, acıyı sonuna kadar hissedip her seferinde daha güçlenerek hayatımıza devam ederiz. Bazen biraz şanssız olduğumuzu, daha fazla çalışmak gerektiğini düşünüp zamana bırakıyoruz. Üzülmeye değmez hayata bir kere geliyoruz, umutsuzluğa itecek her şeyi hayatımızdan çıkarmak gerekiyor. Yaşam ne kadar sadeyse, yapay olana daha az

Sevdiğine Alışır, Alıştığını Seversin...

Resim
Sevdiğine alışır, alıştığını seversin alışkanlık dediğimiz bir bütündür. Seven uzaklaşsa da unutmaz sadece alışır yokluğa. Önemli olan sevginin varlığıdır, azı, çoğu yoktur. Sevgi insanı içten gülümsetebilen tek şeydir. Sevgiyi göstermek için illa söze gerek yoktur, bir dokunuş, bir göz teması bile yeterli olur bazen. İnsanın içi sevgiyle doluysa bunu etrafinada yansıtır. Her şeyde bir güzellik görür, gittiği her yere ışık saçar, sevgi çok etkili bir iksirdir. Zor yaşamlarda bile ufacık bir sevgi yaşama bağlılığın işaretidir. Dünyada ne kadar kötülük yapmak için sebep varsa güzellik yaratmak içinde bir o kadar sebebimiz var demektir. Kalbe sığabilen güzelliklerdir sevgi. Beklemek, umut etmek, özlemek, ağlamak, gülmek, yaşamak, mutlu olmaktır içine sığdırabildiğin kadar. Abartılacak en güzel şeydir özünü bilen için eğrisiyle, doğrusuyla, koşulsuz sevgi. Özgürlük ve cesaret bir noktada birleşir, sevdiğini söyleyebilmek bir parça olsa da mutluluğa adımdır. İnsan bazı şeyleri y

Finali Doğrunun Gücü Yapar

Resim
Bazıları düşünür yapar, bazıları düşünür yaşar. Herkes konuşur ama önemli olan anlaşılmaktır. Doğruyu söylemek kadar zor, boş konuşmak kadar kolay bir şeyde yoktur. Gün bitsin ama ömür bitmesin isteriz. Kendi yarattığımız gerçekliğe inanır, kendi yazdığımız senaryolarda her zaman başrolde kendimizi oynar, her şeyi kendimiz için yapar, kendimiz için aşık olur, kendimiz için ağlarız. İnsanlar belki tam anlamıyla kötü değildir ama iyi hiç değildir. Doğruya doğrudur diyen kim? Doğruda, güçte sürelidir, keser döner sap döner misali gider, gelir yolunu bulur. Ne tam doğru vardır, ne de tam yanlış bakış açısına göre değişkendir yani subjektiftir mekana ve zamana göre değişir. Tek bir doğru yoktur herkesin doğrusu farklıdır. Bir çocuğa göre çikolata yemek doğruyken, doktoruna göre yanlıştır. Her güçlünün doğrusu kendine önemli olan doğrunun gücüdür. İnsana güç veren doğru olanı yaptığından emin olmasıdır. Doğrunun güçlüsü başta galip gelsede finali doğrunun gücü oynar. Doğrunun g

Devlet mi millet için, millet mi devlet içindir?

Resim
Devlet millet, millet devlet için yani her ikiside birbiri için vardır, birbirlerinden bağımsız değillerdir. Devleti ayakta tutan milletidir yine bir milletin yok olmaması, parçalanmaması, dağılmaması, düzeninin olması ve bu düzenin devam edebilmesi için devlet gereklidir. Devlet milletinin huzur ve güvenliği için vardır, millet de bunu sağlaması için devlet kurmuştur. Toplum olmadan devlet olmaz. Toplum varsa devlet topluma hizmet etmek için vardır. İdareciler yönetecek insan aramaz bilinçli toplumlarda toplum kendini idare edecek kişiyi kendi arar ve seçer. Devlet olmadan da insan varlığını sürdürebilir ama insan olmadan devlet var olamaz. Devlet bina millet kolondur, devleti millet kurar millet yıkar, milletsiz devlet olmaz devletsiz de millet olmaz, bu ikisi bir bütündür devlet sadece bir terimdir asıl olan milletin devlet anlayışı içinde olmasıdır. Devletin yönetim şekli ise milleti için olmadır. Devlet her şeyden üstün değildir, üstün olması gereken noktalarda da yine mil

Duygusuz İnsan...

Resim
Varlığını nefes olarak bildiklerin kırık bir ezgiyi bıraktıklarında yüreğinde anlarsın insanın insanı israf ettiğini, kırıntılarına dahi acımadan basıp geçtiğini. Hiç kimse duygusuz olarak dünyaya gelmez, itinayla tüm iyi niyetlerin, güzelliklerin, umutların, sevmek ve sevilmek gibi tüm insani duyguların etrafındaki insanlar tarafından hallaç pamuğuna döndürülmesiyle duygusuzluğa doğru ilerlemeye başlar. Robot değiliz her an, her saniye aynı duygularla yaşayamayız, bugün kırmızıyı seven sonrasında sevmeyebilir bu normaldir. Bazen duygusuz olarak gördüğümüz insan aslında duygusal olabilir, güçlü görünme çabasından etrafındaki kişiler kalbinde nasır olduğunu düşünebilir. Toplumdaki duygusuz, acımasız insanlar belkide aşırı duygusal olup yaşadıkları duygusallığın, iyiliğin, kötü tecrübelerin sonrasında o hale gelmiştir. Yani duygusallığın zıt koşullanmasının, kişiler arası ilişkilerde yaşanan zincirleme tepkinin bir sonucudur böyle görünmesi belki. Kimse bana bir şey olmaz demesin

Derindeki Duygular

Resim
İnsanın bazen kendisiyle bile konuşmak istemediği konular vardır, bunlar canını yakar ama anlatırsa dahada çok canı yanar, zamanı gelince de anlattığı kişiler anlatanı derdiyle vururlar. İnsanların duygularını en derin yerlere gizlemeleri, benliklerinden gitgide uzaklaşıp güven ortamının bozulması, sanal bir dünya yaratmaları ve kendilerini oralarda görme isteği bu yüzden artıyor belki. İnsandan insana farklılık gösterse de istisnasız her insanın en derinlerinde tuttuğu, kendine sakladığı duyguları, zaafları, sırları vardır bunlar konuşulsa da kimseler anlamaz. Aslında hepimiz bizi anlayabilecek, çözüm üretebilecek, bizi olduğumuz gibi kabul edebilecek insanlarla konuşmak isteriz. Ama herkes birbirinden taktir beklediği için ortak fikirlerde buluşur ve dolayısıyla saklanır içtekiler. Anlaşılacağımıza ve yargılanmayacağımıza inansak paylaşma isteğiyle doluyuzdur. Aksi olacağını bildiğimizden susmayı tercih ederiz. İçimizdekiler genelde insanların algılayabileceği duygular deği

Dünyada Yapılmaya Değer Olan Şeyler...

Resim
Her insan kendi imzasını atıyor dünyaya yaptıkları, yıktıkları, öldürdükleri, yaşattıkları ile. Ve dünya çok güzel bizlere sundukları ile. Gerçekten yaşamak isteyenler için öyle muhteşem şeyler yapılabilir ki, insanlar isterlerse yeryüzünü cennete dönüştürebilecek bir düzen kurabilirler. İlk insandan günümüze dünyamız için hep bir şeyler yapılmış iyi veya kötü ama yapılmış, yapılıyor ve sonsuza dek yapılacak, bu doğanın vazgeçilemez kanunu. Büyük, küçük hepimiz kendimizce dünyaya bir şeyler katıyoruz bir icat, bir iyilik, bir kötülük, bir lider, bir diktatör vs. şeklinde olabiliyor bunlar. Yapılan her şeyde bir değerlilik bulunur, yaşamaya değip değmediği ise görecelidir. Kültürel kodlarımız yaşamaya değerlilik konusunda bizlere çeşitli anlamlar yüklemiştir. Yaşamak doğanın bir mecburiyetidir kimse gönüllü olarak dünyaya gelmez, doğduktan sonra anı yaşar, hisseder, kaydederiz. Kültürümüze göre yaşar anlam yükleriz, öldüğümüzde ise yaptıklarımızın kendimiz için her hangi bir değ

Kendini Dahi Zannetmek...

Resim
Sağlıklı düşünemeyen kişiler ölü hücreleri ile beyin hücrelerinide birlikte götürür. Kendini dahi zanneden insan araştırmaz her şeye körü körüne bağlanır ve hatta düşünmekten bile yoksun kalır, çünkü her şeyi biliyorum kafasındadır. Böylece düşünceden yoksun nesiller yetişir, çünkü düşünen nesil her şeyi yargıladığı gibi gün gelir herkesi yargılar. Bireyin ben dahiyim sanrısına saptırılmasının sebebi, bireyin doğru bir sistematikle kendini geliştirdiğini sanmasına yönelik durumudur. Dünyada eğitim insanların kendilerini dahi sanmaları için yaratılmıştır, bireyleri törpülemek, boş insanlara kendilerini yararlı hissettirmek için üretilmiştir. Sonu hep aynı yere çıkar, eğitim kaliteli robotlar yaratır. Sorgularsın, sorgularsın sonuç aynıdır değişen hiçbir şey olmaz. Belki de insan ne kadar az sorgularsa o kadar mutlu ve huzurlu oluyordur. Hayatı derinlemesine sorgulayıp mutlu olan insan var mı acaba? Sorguladıkça yaşamdan tat alma duyusu da azalıyor gibi yaşama, yaşamaya bir anlam

Ekonomimiz Büyüyormuş!

Resim
Ülkem insanı on numara oyuncudur, her şeyi de bilir. Sokaktaki vatandaşa sorun ekonomistten daha çok ekonomi bilir, siyasetçiden daha çok siyaset. Hadi okumamışlar cahil cesareti diye hoş görülebilir, ya okumuş her şeyi bilenler. İşte bu her şeyi bilircilerden bize bir şey bilmek kalmıyor. Ülke ekonomisi büyüyormuş gururlandım, göğsüm kabardı ama sana, bana büyümüyor ve cebimizdeki para hiç kabarmıyor. Yirmi milyonu işsiz olan bir ülke büyümez, eksi büyüme rakamları çıkar. Büyüyorsa nerede bu paralar bende yok, sende yok, kimde var peki? İhracat yapanlara yarayan, zengini katlayan bir büyüme sıradan insana, işçiye, memura, esnafa etkisi sıfır olan bir büyüme bu. Hem kör, hem sağırız birbirimizi ağırlarız. Yüzde ellilik () blok karşısında üç beş parçaya bölünmüş yüzde ellilik blok içinden birleşim sağlanamamış ama hariçten gazel okumakta uzmanız. Her ülkenin borcu var ama Türkiye'nin borcunun karşılığı yok çünkü üretim yok. Para hareketlerinin hızlanması kar demek değildir

İyi İnsan Kötü İnsan

Resim
Kötü düşünen, kötü davranan birinin iyi olmak gibi bir lüksü yoktur. İster ettiğini bulma, ister karma, ister başka bir şey densin durum budur. İyilik yapanın her iyiliği karşılık bulur mu? Hayır, o yüzden kendinizi korumayı bileceksiniz ki, kötülükte kötüler de her zaman var olacaktır. İyi insan olmak kötü şeyler yaşamanıza engel olmaz. Koşullar neyse insan ona göre şekil alıyor. Kötü şeyler yaşadıktan sonra bile iyilik yapabilenlere iyi insan diyorlar. Zihniyeti temiz olanlar için ise bu fark yaratmıyor onlar hep aynı temiz insanlar çünkü. Önce kendi içimizde iyilik ve kötülük olduğunu öğreniriz, sonra bunun herkeste var olduğunu. Ama iyi ve kötü olmanın bizim tercihimiz olduğunu hep unuturuz. Her insanda nefis ve vicdan olduğuna göre önemli olan bunu vicdanıyla kontrol edebilmektir. Düşünmek ayrı, eyleme geçmek ayrı yaradılış olarak iyi ve kötüye yatkınız, seçim yapar ve irade gösteririz. Zihniyetlerimiz menfaatçi olduğu için iyilikte de karşılık bekliyoruz. İyi yada kötü

Allah Niyetine Göre Versin

Resim
'Allah niyetine göre versin' iyi insan için dua, kötü insan için bedduadır. Kötü deyince aklımıza kavram değil insan gelmesi çok trajik. İyilik ticaret değildir, Allah için yapılır ve unutulur. İyiliğin limitini ayarlamak vicdanlı insanın işi değildir. Gerektiği ve ihtiyaç olduğu her yerde iyilik yapabilmeli bilen bilir, bilmeyende kendi bilir. İyi insan her zaman iyidir yaptığı iyiliklere karşılık beklemez, karşısındaki kişide nankör değilse iyilik karşılığında insanca davranır. Günümüzde insanlar para için, menfaatleri için her şeyi yapıyorlar bu dünyanın adının etme bulma dünyası olduğunu ve ilahi adaleti unutarak. İyi insanların kaybetmesini sağlayan insanlar aslında neyi kaybettiklerini bilmiyorlar. Halbuki iyiler ne bu dünyada kaybederler, ne de öbür dünyada. Güçlü kişilikler iyi olmayı başaranlardır. Kendini iyi yetiştirmek olumsuz yönlerini değiştirmeye çalışmakla başlar. Erdemli bireyin en önemli özelliğidir hatanın hata doğurmasını önlemek. Gerçeği acı tecrü

Limitsiz Olmamayı Öğrenin!

Resim
Yanlış insan doğruyu anlatabilir, doğruyu anlayabilir mi? Yansımaya yanılsama eşlik etmez mi? İnsanlar sınırlarını bilselerdi bu kadar insan mutsuz olmazdı. Kendi mutluluklarından başka hedefleri olmayanlar kötü ve diktatördür. Eğer adaletli olabiliyorsak zaten mutluyuzdur. Haksızlığa karşı çıkamayan insan kendisine de saygı duymaz. Kendisine saygısı olmayan insanda kendisiyle küs ve sorunlu bir insandır. Toplumda erdemli gibi görünüp, ahlak timsali kesilip, erdeme ve ahlaka sahip olmayan insan çok. İnsanlar kolay kolay değişmezler gerçek benlikleri içlerinde saklıdır. İnsanları anladıkça anlaşılmaz oluyoruz, bunun orta yolu uzak durmak herkes işine geldiği gibi devre uyum sağlıyor. Dünyaya uyum sağlama sürecinde hayatı anladık dediğiniz anda hayata karşı olan duygularınız, bakışlarınız, umutlarınız dumura uğruyor. Yaşarken öldüğünüzü anlıyor ve hayattan beklentinizin kalmadığını görüyorsunuz. Yaşıyor ve nefes alıyorsunuzdur sadece. Her şeyi biliyorum diyen kişiler kendiler

Eski Ama Eskimeyen Taktik

Resim
Zorbalara dünyayı avuçlarında tutma gücünü veren şey herhangi bir ahlaki değer ölçüsü değil, ezilenlerin korkaklığıdır. Roma Engizisyonu, Roma Katolik Kilisesinin savunduğu öğretiyi korumak için Papa III. Paulus tarafından 1542'de kuruldu. Genel olarak Calvinizme ve Luthercilere savaş açtı, cadılık ve büyücülükle de uzun yıllar mücadele etti. Bir manastıra yada piskoposun sarayına yerleşen engizisyon sorgucusu halkı kilisede toplayıp uzun vaazlar veriyordu. Amaçları yerel halkla ilişkileri sıcak tutmak, onların güvenini kazanmaktı. Roma'da Engizisyon mahkemesi tarafından Aristoculuk ve sonsuz evren fikri yüzünden yakılarak öldürülen İtalyan filozof din bilimci Giordano Bruno, 'Tanrı iradesini hakim kılmak için yeryüzündeki iyi insanları kullanır, yeryüzündeki kötü insanlar ise kendi iradelerini hakim kılmak için Tanrıyı kullanırlar.' demiştir. Hayr ve şer Allah'tandır. 'Hayrihi ve şerrihi min Allahü Teala'. Engizisyon kendilerini din adamı olarak k

Yavaşça Matrix'e Doğru Gidiyoruz!

Resim
Kendi sonunu hazırlayan canlı türüne insan denir. Çevre felaketine dur demeyen zihniyet kötü yönde uygulanacak teknolojiyi hayata geçiren zihniyetsizlikle aynıdır. Bıçak kemiğe dayanmadan harekete geçmeyen bir canlı olan insandan başka hiçbir canlı bıçağın kemiğe dayandığınıda anlayamaz. Yapay zeka konulu bilim kurgu filmlerinde de vurgulandığı gibi nükleer silahlar dahil askeri tüm silah sistemleri, bir yapay zekaya teslim edilirse ve üstün zekaya sahip o yapay zeka çevrimiçi ağa erişim sağlarsa, önce en son flash disk veya SD karta kadar kendini kopyalayıp varlığını güvence altına alacak, sonrasında ilk yok etmek isteyeceği şey insan ırkı olacaktır. Tehlikeli bir canlı olan insan yaşadığı gezegen dahil kendi türünü yok edebilme potansiyeline sahip bir varlıktır. Yapay zekalar devreye girerseler sıkıyönetim de uygulayabilirler, yaşadığımız gezegeni ve kendi türümüz dahil gezegenimiz üzerindeki tüm canlı türlerini bizden korumanın yolu bu olabilir ve belki de son çare yine insa