Kayıtlar

Herkesi Kendim Gibi Sanıyorum

Resim
Herkesi kendim gibi sanıyorum. Ve hep yanılıyorum. Herkes bir parça samimiyetsiz ve samimi niyetsizdir. Artık kimsenin samimiyetine inanmıyorum. Düşte gör ya da kuyruğuna basta gör samimi dediklerimizin samimiyetini. Sezgi gücü işte, samimi bildiğimi test ettim sadece öyle görünüyormuş. Artık samimiyet ölmüş, dostluk ise süresiz izinde. Dost dediklerinizi gerçekten tanımak istiyorsanız bakışlarını takip edin. Yüzünüze güler, yapmacık sevgi gösterisi yapar. Siz arkanızı döndüğünüz an sinsi sinsi güler, ağzı burnu bir tarafa kayar, gözü sürekli üzerinizdedir, göz göze geldiğinizde canım cicimler, izleyin ve görün. Çok düştüm bu menfaat tuzağına. Bazı insanlar bütün kainatın kendileri için var olduğunu zannedecek kadar benciller. Düşünceli olması için öncelikle düşünür olması gerekir. Zaten olsalardı önceden önlemini alır ona göre davranırlardı. Düşünceli olmak empati gerektirir. Bencillik, naziklik ve inceliği bitirir. Yola kaldıysa halden anlayan insanlarla devam etmek gerekir. İnsan il

Keskin Kama Gibidir Acı

Resim
Acı çekerek mi bilir insan, bildikçe mi acı çeker? Her ikiside. Ying yang hesabı. Bazı insanlar her iki durumu da yaşar, bazıları da hiçbirini. Ne zaman ki acı çekmeye başladıysa öğrenmeye yönelir. Acı çeken insan kendine gelip gerçeği görür. İyinin, sağlığın, güzelin, nimetin kıymetini bilir. Hayatın gerçeği birileri acı çekiyor, birileri de acı çektiriyor. Hayatın acı gerçekleriyle yüzleşme yaşınıza bağlı olarak önce acı çekerek tecrübe kazanırsınız. Bu tecrübeleri de özellikle en yakınlarınızdan can ve canan bildiklerinizden  yediğiniz darbelerle elde edersiniz. Kime ne kadar iyilik yapmış, elinden tutmuşsanız bilin ki en acı darbeleri de onlardan yiyeceksiniz. Bu tecrübeler ışığında anlarsınız ki sırtınızda boş kalan yerler içinde sırada bekleyen birileri mutlaka vardır. Acının tarifini yapmak çok zor. Acı keskin kama gibidir. Bazen acıyı tadarsınız yıkar geçer, bazen bilir anlarsınız ama hiçbir şey yapamadığınız için o da sizi için için yer bitirir. Hayatlarımız henüz kaleme alınm

Neden Değişime Dirençliyiz?

Resim
Neden Değişime Bu Kadar Dirençliyiz? Her şey yolundayken oluyor değişim. Değişmekten korkuyoruz, çünkü katı kurallar içinde yetiştirildik. Değişirsek iyi kötü her türlü insan kaybı olacak hayatımızda, bazılarımız onları kaybetmemek için değişmemeyi tercih ediyoruz. Kendimizi yeterince tanımıyoruz. Bu yüzden değişimlere tepkimizin ne olacağını kestiremiyoruz. Bu da önyargı oluşturuyor. Aynı zamanda toplumun ne düşündüğü de çok önemli geliyor bize. Değişim bilinmezdir, cesaret ister, yıllar boyu kazanılmış alışkanlıkları terk etmek gerekir, ne kadar bilinsede hep bir şüphe içerir, güven ister, bunların hepside zamanla olur. Bu da çoğumuza külfet gelir. Belli bir yaşın üstündekiler için değişim korkutucu olabiliyor. Kimse yeni düzenin neleri getirip neleri götüreceğini kestiremiyor, gidenlerin telafisi noktasında yaşanacak sıkıntı korkutuyor. Alışkanlıklarımız değişimin önündeki en büyük engel uyor. Gençler ve çocuklar ise değişime hemen adapte olabiliyor, hatta kendileri bile bunu talep

Farkında Kalan Ayakta Kalandır

Resim
Hoşgörüyle kabullenmek ama farkındalığın gereğini yaparak, bu böyledir ve doğaldır da. Bir yaşam oyunu içinde anlık değişen ve yaşanan duygular gelişim, farklılaşan bakış açısı, mutlak bir doğrunun olmadığı gerçekliği ve belki de insan olmanın gereği olarak hoşgörüyle kabullenmek gerekir. Asıl olan kişinin bu durumla ilgili farkındalığıdır. Hoşgörüyle kabullenmek bilinçsel yükseliş sürecinde bilgi ile yükseldiğimiz yani bilen olup yapabilen olamadığımız da gerçekleşir. Gelişimin işleyişinde bu zihin oyununa düşene ve şahitlik edene fark ettiği takdirde katkı sunar. Hayatın içerisinde bildiklerimizi birer aksesuar olarak mı taşıyoruz yoksa uyguluyor muyuz derdimiz bu olmalı. Bunu kavramak ve anlamak için varlık seviyemizi eski halimize göre yükseltmiş olmalıyız. Bu yükseliş bize bilgi ile mi geldi yoksa bildiğimizi deneyimlediğimizde mi? Buradan bir veri elde ettiysek başkalarının bilgisi ile sarhoş olmayıp kendi bildiğimizle ilerlemeliyiz. Bilgi var, birikiyor ve dönüşmeyip dilde şakıy

Narsist İlgi Budalası

Resim
Ona seveceği bir boy aynası hediye ederiz ki, kendisini görmekten hiçbir şeye fırsat bulamasın. Kendini kabul ile kendini beğenme arasında ince bir çizgi vardır, o çizginin bir tarafı kabul, diğer tarafı rettir. Bozulan bir makine gibi insanda da bir şeyler yolunda gitmemeye başlıyorsa onun eskisi gibi olmasını beklemeyin. O hep kendini düşünüp sürekli duygu sömürüsü yapıp enerjinizi düşürecektir. Böyle insanları düzeltmenin imkanı olmadığını yaşayan görür, bunlar yalanlardan beslenir, bol palavra atar sonra yaptıklarını unutur ve yalanının gerçek olduğuna kendisi de inanmaya başlar. Sizi düşürür de düşürür, toplum içinde yerden yere çalar, hep kendini iyi gösterir ve över. Şeytanın şekil almış halidir narsistler, kemiğinizi, suyunuzu emerler, asla üzülmez hatta daha nasıl canını yakarım diye planlar yaparlar, hançeri saplar bunda da ne varmış ki canım derler. Denenmiş denenmez. İstediği kadar tedavi olsun ya da birileri yardımcı olsun. İnsanın kendi isteyecek bir şeyleri değiştirmeyi,

Böyle İnsanlardan Uzak Durun

Resim
Huzur verecek insanlar lazım yaşam enerjimizi sömürecek insanlar değil. Varlığıyla ileriye ve yukarıya taşıyanlarla yol almalı, geriye ve dibe çekenlerle değil. Böyle insanlardan uzak durmak gerekiyor. Vefasız, samimiyetsiz, sözünde durmayan, yalan konuşmaktan çekinmeyen. Menfaatini her şeyin önünde tutan. Size güven vermeyen, kendini her zaman haklı gören, her şeye bahane üreten, sonradan görme çıkarcı insanlardan. Beklentileri yüksek olanlar, hep bana neciler yüksekten bakanlar, yapmacık ve samimiyetsiz insanlardan, riyakar, yalancılar, yüze gülüp arkadan konuşanlar, mızmızlar, tembeller, yalakalar, dedikoduculardan. Toplumda kendisini üstün gören, her şeyde kendisini haklı çıkaran egoistlerden uzak durmak lazım. Daima sizi eleştirip bir şeyi yapıp yapamayacağınız hakkında yorumda bulunanlar. Sinsi insanlardan, sizin iyiliğinizi düşünüyormuş gibi yapanlardan. İyi niyeti istismar edip bindiği kayığa göre kürek çekenler en tehlikelisi. Ülkemizin dört bir yanı bu karakterlerle dolu. Cah

Sevgi Ve Aşk Yaşanır Yaşatılır

Resim
Aşk ilk günkü gibi heyecan veren bir duyguyu içinde barındırmaz. Aşk biter, bittiği yerde alışkanlık, bağımlılık, birliktelik başlar. Aşkla başlayan tüm ilişkiler mutasyona uğrarlar, kimisi iyi yönde, kimisi kötü yönde. Zaman içinde her canlının, her fikrin, her şeyin bir başlangıcı ve bir sonu olduğuna göre aşkta bunların dışında kalamıyor. Doğru kişiye aşık olmak insanı gençleştirir. İnsan aşık olunca mutluluk hormonu salgılar, mutlu olan insan ise geç yaşlanır. Herkes kendisi gibi olabilse keşke, maskesiz ve dürüst. Toplumu izledikçe değer yargılarının hiçe sayıldığı, sevgi konusunda beklentiler, ilişkilerde sınırların olduğunu gözlemlemek mümkün. Gerçek sevgi yoksa aşkta yoktur, sadece varmış gibi olur, çabuk abuk tükenmeler bu yüzden olur. Hoyrat davranılan her şey bitmeye mahkumdur. Hayat yalan söylemiyor hatta gerçeği gözümüze sokuyor. Bizler gönlümüzü açtığımızda gözlerimizi kapatıyoruz. İnsan ne kadar yanlış ve sahte insanla karşılaşırsa karşılaşsın bir sonraki gelen insanın o