Kayıtlar

Anne Olmak

Resim
Anne ve kadın olmak ayrı şeyler. Her anne kadın olabilir ama her kadın anne olamaz. Bu her insan mevki sahibi olabilir ama adam olamaz gibi bir şey.  Annelerin en büyük özelliği kendilerini bilen mert ve karakterli olmalarıdır. Artık günümüzde anne diyebileceğimiz kadın sayısı da çok az. Annelik bencillik değildir, çocuğunun öncelikli olmasıdır. Özel ve kutsal bir durumdur anne olmak. Kadın olmakta çok özel bir meziyettir, bazı kadınlar bunun farkında değiller ne yazık ki. Tıpkı bazı erkeklerin de adam olamadığı gibi. Anne olmak kendinden vazgeçmek, rağmen sevgisiyle sevmektir. Göbek bağı kesilen ancak yürek bağı kesilmeyen parça demektir. Sağlığından, uykundan, hayatından vazgeçebileceğin tek şeydir. Annelik tek kelime ile koşulsuz ve karşılıksız sevgidir.  Büyüdüğü zaman senin onun için katlandığın her zorluğa ifadesi yapmasaydın diyecek olduğunu bilmene rağmen vazgeçemediğindir. Ciddi anlamda onun karnı doymadan kendi karnını doyuramadığındır. Yemeyip yedirdiğin, giyme

Sonsuz Hayal Kırıklığı

Resim
İnsanlar bir şey yapmadan önce yapacağı işin önemine göre beklenti içine girer bu doğaldır. Beklentisi karşılanmadığı zaman hayal kırıklığı yaşar bu da normaldir. İnsanların eline belirli bir senaryo verip yaşamasını ve yaşatmasını bekleyemeyiz, makine gibi dar bir kalıba sıkıştırıp yaşatamazsınız. Büyük çaptaki hayal kırıklıkları hayatımızla ilgili yaşadıklarımızdır. Bunlara bir çözüm genelde yoktur çünkü hayatlarımızın bin bir çeşit hali vardır. Bunu doğuştan zenginlerde de, işleri sonradan açılanlarda da görürüz ve yine hiçbir işi rast gitmeyenlere de tanık oluruz. Hayat mücadelesinde herkese aynı oranda mal, mülk düşmez. Her insanın maddi durumu iyi olmaz, fakirler de olacak, zenginler de olacak, açlıktan ölenler de olacak, yalnızlar da olacak, mutlu aile kurabilenler, acı çekenler de olacak, ömrü boyunca acı nedir bilmeyenler de olacak. Yani hayat bize mutlaka verir diye bir şey yok. Hayatla ilgili kesin olan tek şey bir gün biteceğidir. İnsanlar kendilerini başkalarıyla

Gündüz Karanlık, Kör Olduk...

Resim
Bir fikre eylem eşlik etmiyorsa o fikir sadece beyinde işgal ettiği hücre kadar büyüyebilir. Geldiğimiz yerde kalıyoruz bir türlü gelmek istediğimiz yere gelemiyoruz. Tam geldik derken yine aynı yer tam bir kısır döngü. Ömrümüz ne olduğunu anlamadan sabır ile tavır arasında bitiyor. İnsanlar karşılarındaki insana verdikleri cevaplarla karakterlerini belli ediyorlar. Çoğu insan dinlemeden anlamaya çalışıyor, günümüz insanının birbirini anlamamasının en büyük nedeni de bu. Kendi fikri olmayan insanlar başkaları adına konuşur, kararları da onlar yerine başkaları verir. Bu özgür olduğun halde köle hayatı yaşamaya benzer ki, başkalarının düşüncesi bir nevi köleliktir. Kimse sorumluluk almak istemiyor. Çünkü sorumluluk rahatlığa ters düşer, kimsede rahatını bozmak istemiyor. Sorumluluk almakta bir beceri işidir. Tecrübeli olacaksın, cesur olacaksın ve aldığın sorumluluğun farkında olacaksın. Sorumsuzluk daha basittir o yüzden çoğu insan bundan kaçar. Sorumluluğun artısı ise insan

Kuantum

Resim
Popüler bilim diye bir kulvar var. Lise düzeyindeki bilgi ile bile en değişik konuları bile kavrayabiliyorsunuz. Kuantum fiziğinin temeli diyebileceğimiz Planck sabitini bulan Max Planck ömrünün sonuna kadar bulduğu bu şeyi kabullenemedi. Çünkü bulduğu şeyin dahil olduğu kuantum modeli bilimsel değil de masalsı bir evreni tarif ediyordu. Bu mümkün olamazdı. Evren mutlaka klasik anlayıştaki bilime uygunluk gösteriyor olmalıydı. Yani kuantumun temellerini atan bilim insanları bile kuantumu kabullenmekte zorluk yaşamışlardı. Biz gündelik işlerin kısır döngülerine hapsolmuşken mükemmel ve sonsuz bir evrende bulunduğumuzun farkında bile değiliz. Evren çok acayip, hiç mantıklı davranmıyor. Bunun farkına varan fizikçiler bile bunu kabullenemiyebiliyorlar. Einstein yıllarca inat etti kuantum modelini kabul etmemek için, kuantumu geçersiz kılmak için. Kuantum denklemlerinden saçma bir sonuç ortaya çıkardı. Sonuç o kadar saçma ve imkansızdi ki, kuantum fikrini çürütebilirdi. Ama ya

Haklıyken Özür Dilemek

Resim
Pozitif düşünen bir kişi negatif cevap vermez, yeter ki sorulmak istenen soru düzgün olsun. Neden haklı olduğu halde özür dilesin insan? Çağ zaten en ufak iyi niyeti dahi istismar ederken, temiz ve hassas olan insana saf salak gözüyle bakarken neden özür dilesin? Aksine tavır alsın, muhatap anlayışsız biriyse hele kestirip atsın, hiç gerek yok uzatmaya. Haklıyken özür dilemek karşınızdaki insanla ciddi iletişim sorununuz olduğunu gösterir. Kaybetme korkusundan kaynaklanan, çaresizlik, zayıflık göstergesi bir davranıştır. Duygulara, hislere pranga vurulmuyor ama haklı durumda iken özür de dilenmemelidir. Bazı durumlarda aptallarla tartışmak hastalanmamıza neden olur, en iyisi böyle insanlardan özür dileyip egosunu şişirmesine izin verilmelidir. Anadolu'da bir deyim vardır, 'senin eşeğin kancık olsun' özeti budur özür dilemenin. Herkesi memnun etmeye çalışan insanlardan bir kısmı takdir edilme, kendini sürekli ispatlama ve değer görme gibi beklentiler ile sürekli

Herkes Birbirine Ayna

Resim
Herkes birbirine ayna. Bizim yansıttıklarımızın karşımızdakinde bıraktıkları ve başkalarının yansıttıklarının bizde bıraktıkları. Hayat tüketmektir her şeyi, tüm bu yaşadıklarımızın hepsi tasarlanmıştır. Herkes hayatı boyunca hep bir şey arar, kimi kendini, kimi sevgiyi, kimi kaynağı ve sonunda da bu dünyadan selamını vererek gider. Geldiği yeri unutan gideceği yeri asla bulamaz. Geldik, yaşadık, gidiyoruz. Ne güzel söylemiş Mevlana 'Hamdım, yandım, piştim.' Çoğu insanda bir hava bir ahkam, özün belli sen bellisin neyin havası neyin kafası. Geldiği yeri unutan bir gün unutulmaya mahkumdur. Bir lokma ekmeği çoluk çocuk kazanmaya çalışıp evine getirenler şimdi bir basamak yükseldi diye şu an ki yoksulu fakiri görmezden gelip hatta aşağılayarak bakıyor. Rızkı verende, alanda Allah'tır. Yüksekten uçan yere sert düşer. Geçmiş geleceğimizi inşa eder, unutmadan ama günümüze de taşımadan. Hayatın kendisinin anlam olduğunun farkına vardığımda, teker teker anlamsızlaşmaya

Beynin Olması Aklın Olmasını Göstermez

Resim
İnsan neyi bilmezse ona gerek duyuyor, neyi bilirse de onu kullanamıyor. Gelişen teknoloji sayesinde kullanım kılavuzu olarak internet var ama yine de kullanım oranında dengesizlik mevcut. Her insan kendi karar alma mekanizmasını kullanır. Ortak bir yer olabilir ama bu başkalarının doğrularını yaşamakla aynı şey değildir, zor olan ise kendini kaybetmemektir. Herkes kullanıyor beynini. Önemli olan anlık çıkarları, kolaya kaçan fikirleri bırakma cesaretini gösterip doğruya doğru, yanlışa yanlış deme yoluna girebilmek ve cesaret gösterip kullanabilmek de. Yani beynin olması aklın olmasını gerektirmiyor. Bizim toplumumuzda kimsenin hata payı yok, hata yapma hakkı bile lüks. Aslında görmemek, dinlememek, bilmemek, düşünmemek insanı karanlığa iten. En büyük ziyan sorma ve sorgulama yeteneğini kaybetmiş beyindir. Bazen de beyni kullanınca canın acıyor, düşünüyorsun nasıl düzelecek, nereden başlamalı sonra bakıyorsun etraf beynini kullanamayanlar ile dolu işte o zaman canın acıyor.