Kayıtlar

Robotların İş Gücünde Artışı

Resim
Norveç deneme yapıyor, Almanya planlıyor, Türkiye hayal bile edemiyor. İnsansız fabrikalar yaygınlaştıkça insanlara da karşılıksız gelirin kaçınılmaz olması gerekiyor. Para babaları, sermayedarlar öyle durduk yere hiçbir üretim yapmayıp, emek gücü sarf etmedikleri halde insanlara para verirler mi? Sanmıyorum. Bu süreç öyle tereyağından kıl çeker gibi çatışmasız olur mu? Otomasyon, robotikleşme, dijitalleşme ve yapay zekanın insanlığın yararına olabilmesi için ancak toplumcu bir sistem gerekir, bunun kapitalizmde mümkünlüğünü ve sorunsuzluğunu iddia etmek ise cahillere özgü olabilir. İnsanları teknolojinin yarattığı olanaklarla iş yükünden kurtarıp üretilen değeri eşit ve insanca insanlığın hizmetine sunup, insanın kendini sınırsızca geliştirmesine ön ayak olacak sistem olabilir mi? Toplumcu bir sistemde birçok şey ücretsiz hale getirilip dolayısıyla parasız bir şekilde kamusal bir yardım sağlanmış olur. İnsanlara kendilerini geliştirmesi içinde sınırsız zaman ve olanak sunulur.

Toplum Yaşamı Şekillendirir

Resim
Neden ben merkezci olmamıza rağmen topluma göre yaşamımızı şekillendiririz? Onay alabilmek dışlanmamak gibi kaygılarla sistem insanı kendi içine çekiyor. Hangi toplumda yaşıyorsan ister istemez algın o yönde etkileniyor ama yinede insan kendisi için topluma göre yaşar. Amacı toplumda en iyi olmaya çalışmak ve en iyi şeyleri elde etmektir. Yani yine ben merkezcilik. Sosyal bir varlık olduğu için toplumun belirlediği kurallara uyum sağlaması gerekir. İnsanların sadece ben merkezli değil de biz olma eğiliminde olmaları da gerekir, kimi zaman ben, kimi zamanda biz olarak yaşamak lazım gelir. Beni toplum ortaya çıkartıyor. Dünyadaki en ünlü kişi tek başına kalsa ünü kalır mı? Yada en zengin kişi? Bizi biz yapan da biziz, bizi ayrıştıran da, ötekileştiren de biziz, ötekileştirilen de. İnsanoğlu kendisine bile nankör. Kişi çocukluğunda anne ve babası tarafından elalem ne der düsturu ile bezenmiştir. Öyle etkilidir ki, kişi ben merkezci düşüncesinde bile elalem atmosferinde yaşamay

Zamanla yaşayarak, Zamanla öğrendim!

Resim
Gerçek fedakarlık karşılık beklemeksizin ve bir amaca, bir hedefe yönelik yapılır. Ama ne yazık ki fedakarlık sanılan eylemlerin çoğunda bir beklenti, sonucunda da hayal kırıklıkları vardır. O yüzden bunlar fedakarlık değildir. Tarla sürümünde öküz fedakarlık için iş yapmaz, o işe sürülür, zorlanır, yapmak zorunda kalır. Dolayısıyla gerçek fedakarlar 'yapma kıymeti bilinmez' demez ve yaparlar. Karşılık beklentisi olanlar böyle düşünür ancak. Bir beklenti nedeniyle fedakarlık yaparsın, bu normaldir. Çünkü bir şeylerini daha iyi olacak başka bir şeyler için feda edersin. Bu bir tercihtir ve sonunda hayal kırıklığı da olabilir. Özellikle yakınlarımıza fazla fedakarlık ve iyilik yapar, uğraşır didiniriz ama onlar bunun farkına bile varmazlar. Çünkü yapmak zorunda olduğumuzu düşünürler oysa bazen bir teşekkür bile bütün yorgunluğu alıp götürür. İşte bu yüzden sorumluluğumuz neyse onu yapalım, fedakarlıkları da kendimize saklayıp, geleneği ibadet saymak işinden vazgeçelim. Bö

Kenevir Üretimi Yasallaştı

Resim
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından alınan karara göre Türkiye'nin 19 ilinde izin alınması şartıyla kenevir üretimine izin verildi. Karar Resmi Gazetede yayınlanan karara göre izinli kenevir yetiştiriciliği; Amasya, Antalya, Bartın, Burdur, Çorum, İzmir, Karabük, Kastamonu, Kayseri, Kütahya, Malatya, Ordu, Rize, Samsun, Sinop, Tokat, Uşak, Yozgat, Zonguldak illerinde ve bu illerin bütün ilçelerinde yapılabilecek. Fakat Yönetmelik çerçevesinde belirlenen hükümlere uymak şartı ile bilimsel araştırma amacıyla ana veya tali bitki olarak kenevir yetiştiriciliğine belirtilen bölgeler dışında da izin verilebilecek. (ALINTI) Kenevire sadece uyuşturucu madde gözüyle bakmak doğru değil, tarihi süreçte dokumadan ilaçlara pek çok alanda kullanılırken, petrokimyasalların piyasayı ele geçirmesi amaçlı uyuşturucu olduğuna dair toplu beyin yıkamaları gerçekleşmiştir. Araştıran insanlar kenevirin çevreye en duyarlı bitkilerin başında geldiğini kanser, epilepsi gibi birçok hastalı

Anlamak İmkansızı Başarmaktır!

Resim
Karga ve papağanın her ikisi de çirkin yaratılmıştır. Papağan itiraz eder ve güzelleşir ama karga Yaradanın rızasından memnun kalır. Bugün papağan kafeste, karga ise özgür. Bazen yaşadıklarımızın arkasında öyle şeyler vardır ki, belki hiçbir zaman anlayamayız. Her şerde bir hayır, her hayırda da bir şer olabilir. Hepimiz kılık kıyafete göre insanlara değer veren, değerlendirmeye çalışan insanlar olduk. Çevremizde olan bitenler hepimizi korumacı ve ön yargılı olmaya yöneltir oldu. Empati yapmıyor acımasızca yargılıyoruz. Olaylara, insanlara at gözlükleriyle bakmaya devam ettiğimiz sürece gerçeği göremeden kendi karanlığımızda kalmaya devam edeceğiz. Ön yargı kişiyi geliştirmez olduğu yerde saymasına ve karakter olarak gelişememesine neden olur. Adaletli ve vicdanlı olamaz, ruhundaki boşluğu dolduramaz. Ön yargısız ve özgürce düşünmek, olaylara olumlu bakabilmek insanın ruhunu yüceltir, dünyasını güzelleştirir. Tersi durum ise ruhunu alçaltır ve mutsuz karanlığında yaşatır. Önc

Evren Ve Çekim Yasası

Resim
Daha görmediğimiz, göremediğimiz, görmek istemediğimiz kadar çok şey var. Evren kafan boşken başka, alkollüyken başka, bozukken başka, mutluyken başka, yalıya başka, villaya başka, gettoya başka, sana başka, bana başka. Evrende olup bitenler bugünün insanın aklının alamayacağı kadar kautik bir yapı, bilim, bilgi içermekte. Her şeyin içinde bir için olduğu gibi, her şeyin dışında da muazzam bir dış var. Mikro ve makro sonsuz gibi bugün gözlemlenen evren %7 iddia ediliyor. Bu bile yetmiş sekiz milyar ışık yılı çapında belkide bindebir bile değil, bu yüzde yedilik evrende 2,5 trilyondan fazla galaksi ve güneş gibi orta ölçekte cüce nova, süper nova, hiper nova, mega novalar trilyon üzeri trilyon yıldız ve her birinin özel yakıtı termonükleer patlamalar fizyon füzyonlar ile neye nasıl bakalım bilmiyoruz. Evrende %72 hidrojen, %19 helyum ve geriye kalan diğer gazlar olduğu biliniyor, güneşte bu gazların dönüşümü güçlü nükleer çekim, zayıf nükleer çekim kuvvetleri ile yer çekimi termon

Aşkın Doğası

Resim
Aşk insanoğlunun sen ben kavramından biz kavramına sancılı bir şekilde geçiş süreci. Aşk bir insanı olduğu gibi sevmek, ruhunu kendi ruhunda yaşatmak önce insan olarak değer vermek. Sıradanlık yerine, farklılıklar hissetmeniz ilk alarmıdır aşkın. Kendi üzerindeki psikolojik ve ruhsal değişimi fark edersin. İlk andaki verdiği heyecan, mutluluk ve etkinin kalmayabileceği yoğun beğenme halidir aşk. Şimdilerde ise hemen cinselliğe dönüştürülmeye, çabuk tüketilmeye çalışılan bir şey. Sevmek bedavayken biz cehenneme çevirdik, cehennem egolarımızla da sonrasında üzerine cenneti aradık. Yazık ki birçok şeyin canına okuduk. Bir türün içerisindeki farklı cinsiyetten olan bireylerin kendileriyle en uyumlu olacak bireyleri gerek içgüdüsel, gerek algısal olarak seçmesi, doğanın en temel yasalarından biri olan cinsel seçilimi yansıtmaktadır. Beynimiz gerek biyolojik gerek kültürel olarak seçim yapar ve aşık olur. Aşık olduğumuz kişiyi diğerlerinden ayıran özellik kişiden kişiye de farklı