KENDİNİ HİNT KUMAŞI SANAN POLYESTERLERDEN VAZGEÇTİM...
Niye mi vazgeçtim?
Yoruldum... Yormasınlar bundan sonra beni…
Uğraşmaktan, başkalarının hayatını düzenleyeyim derken, kendine ait bir yaşamı unutmuşum...
Gereksiz özveri ve fedakarlık göstermek, karşı taraftan alkış ve takdir almazmış meğer. Görevmiş gibi algılanır ve kıymeti bilinmez, sadece zarar verirmiş...
İlişkilerde, sevgide, saygıda paylaşım üzerine kuruludur.
Hiçbir şey paylaşılmamış, yaşanmamış benim hayatımda hep benden alınmış...
İnsan almaya, tüketmeye eğilimlidir ve rahata çabuk alışır. Armut piş ağzıma düş...
Kendini bir şey sananların, sadece bir kenar olduğunu geçte olsa anladığım zaman büsbütün arttı yorgunluğum...
Vazgeçmek, savaşmadan yenilgiyi kabul etmektir denirse ki eğer...
Bende şöyle derim; Kesinlikle hayır dibine kadar savaştım, vazgeçmemek için elimden gelenin ekstrasını yaptım... Ama bir sabah ayrımına vardım salaklığımın. Hadi ya dedim, benden kıymetli mi? Daha mı önemli? Kaç gün yaşayacağım ben bu dünyada. Yarına çıkmaya garantim mi var ki?
Neyin derdindesin sen o zaman kadın.
Hey silkele şöyle kendini bir, kendine gel bakalım. Hayatımın en güzel geçmesi gereken günlerini onun bunun stresini çekerek,
Egosunu şişirerek, kendisini vazgeçilmez sandırarak mı harcayacağım.
Dur bakalım orada, uyan, soğuk bir duş al ve sonuç.
Senin egona iğne batırır, triplerini balon yaparım demek oldu.
Oh beee, gereksizlikler cemiyetlerinin benim meclisimde ne işi var.
Canımdan, hayatımdan daha mı değerli sanki?
İçim rahatladı ve zerre kadar pişmanlık yok içimde. Şunu da yapsaydım, bunu da deneseydim diyebileceğim hiçbir şey yok çünkü… Yapılması gereken her şeyi yaptım ve denedim... Fazla ilgi, nasıl da küstahlaştırıyor insanları. Terbiyesizleştiriyor.
Sanıyorlar ki, benim onlara verdiklerim zaten onların hak ettikleri…
İşte patlanılan nokta orası oldu zaten.
At gözlüğü var bazılarının, sabit fikirleri.
Uzaklaş ne işin var senin böyle insanlarla, bırak nasılsa layıklarını bulur mutlu mesut olurlar.
Neyi kime hediye ediyorsun.
Benim vazgeçtiklerim beni otomatikman kaybedecekler. Zararlı çıkacak olan onlar.
Düşünemiyorlar mı, hatalarını görmezden geldiğimi.
Her seferinde affettiğim için aptal mı sanıyorlar acaba?
Hayat bir defa verilmiş bir armağan.
İkincisi yok ve yarınında garantisi yok...
Kimseye harcanacak kadar uzunda değil.
Zorlamamak lazım bazen orada dur bakalım demek...
Küçük İskender bir kitabında diyor ki;
Olmuyorsa zorlama..
Bırak orada kalsın. Sorun ne sendedir; ne de sevgini gösterme şeklindedir.
Bazıları sevilmekten, bazıları ise sürünmekten hoşlanır.
Hepsi bu...
Huzuru hissetmiyorsan zorlamanın anlamı yok, kendine ve hayatına özgürlük ver.
Kimse bulunmaz Hint kumaşı değildir. Ne onlar dünyadaki tek insan, nede sen...
HÜLYA ÇAKICI
Yorumlar
Yorum Gönder