Dünyanın en hayalperest ülkesi...

Bilgili insanlar konuşarak bilgilerini paylaşırlar. Bildiğini zanneden ve egosu yüksek insanlar da boş konuşup egolarını tatmin ederler. Onlar bedenleri kendilerine ait, düşünceleri, ruhları başkalarına ait kişilerdir. Cahil insan kendisine benzemeyeni salak sanır. Akıllı insan kendisine benzemeyenden (fikir, bakış açısı, bilgi ve tecrübe yönünden) faydalanmaya çalışır.

Vahdettin'in Rauf beye söylediği cümle; "Bir millet var koyun sürüsü. Bir çoban lazım, o da benim!". Zihniyet değişmedikçe çobanlık takıntısı da değişmez. Halkı kul olarak görür Osmanlı padişahları, kendilerini de Allah'ın elçisi olarak söyler, ulema da kabul ederdi. Kardeş katili şehzadelerin öldürülmesi dine uygundu. Akıl yürüterek onaylamak zor ama gerçek çobanlığı kabul et, kul ol hepsi gelir.

Padişahlar ve İmparatorlar kendilerini yiğit atalarının isimleriyle tanıştırıyorlar. Bu garip bir şey değil tarihten Akamenesh imparatorluğu, Tudor padişahları vs. gibi bir çok isimler var. Sorun isim değil, sorun halen bazı insanların Osmanlı zamanı gibi yaşam istemesi. İyi padişahlara rağmen, Osmanlı hanedanını kötü evlatlar mahvetmişlerdir. Sonuç esaret olmadan ATATÜRK sayesinde yeni bir Türkiye doğmuş ama bunu halkımızın bir kısmı kabul etmiyor. Vahdettin milli mücadele yanlısı değildi. Binlerce kan dökülürken sadece kendi menfaatini düşünmüştür. Mustafa Kemal Atatürk'e idam kararı çıkartmıştır. Mebusan Meclisini İstanbul'da kurdurmak istemesinden dolayı İtilaf Devletlerince baskına uğramıştır. İtilaf devletleriyle ölüm antlaşması olan Sevr'i imzalamıştır. Londra konferansında eğer Tevfik Paşa sözü asıl halkın sahibi Bekir Sami Beye bırakıyorum demeseydi şu an belki de olmayabilirdik.

Çoban sürüyü yönetir ama bizler sürü olmadığımızdan düşünen, sorgulayan ve akleden bireyler olduğumuzdan, başımızda çoban değil, ettiği yemine sadık, Cumhuriyete ve laikliğe bağlı, adil yöneticiler görmek istiyoruz. Ben çobanım, doların yükselmesi ekonomimizin güçlenmesi demek. Peki dış borçlarımızın dolar üzerinden olduğunu bilmiyorlar mı? Memleket içte ve dışta parçalanmak üzere, bataklığa gömülüyor ve çıkış ihtimali az. Akıl ve mantık dışı ne varsa yapılıyor, akıllarına geleni düşünmeden ulu orta konuşuyorlar, insaf yok, vicdan yok, korku yok ama kibir, cehalet var. Daha kaliteli yaşamı nasıl verebilirim değil de, boş işler peşindeler.

İnsanlar gerçek yüzlerini uzun süre gizleyemezler ve insanlardan nefret eden insanlar en sonunda kendilerinden de nefret ederler. Aşağılayanlar kendilerini de aşağılamış olurlar. Bu durum beyni esir alınca sıkıntı da başlar. İnsanın öfkeden ve intikamdan kurtulması umuda giden köprüdür ve yağmurlardan sonraki gök kuşağıdır.

HÜLYA ÇAKICI