Kayıtlar

insanlar etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Sonsuz Hayal Kırıklığı

Resim
İnsanlar bir şey yapmadan önce yapacağı işin önemine göre beklenti içine girer bu doğaldır. Beklentisi karşılanmadığı zaman hayal kırıklığı yaşar bu da normaldir. İnsanların eline belirli bir senaryo verip yaşamasını ve yaşatmasını bekleyemeyiz, makine gibi dar bir kalıba sıkıştırıp yaşatamazsınız. Büyük çaptaki hayal kırıklıkları hayatımızla ilgili yaşadıklarımızdır. Bunlara bir çözüm genelde yoktur çünkü hayatlarımızın bin bir çeşit hali vardır. Bunu doğuştan zenginlerde de, işleri sonradan açılanlarda da görürüz ve yine hiçbir işi rast gitmeyenlere de tanık oluruz. Hayat mücadelesinde herkese aynı oranda mal, mülk düşmez. Her insanın maddi durumu iyi olmaz, fakirler de olacak, zenginler de olacak, açlıktan ölenler de olacak, yalnızlar da olacak, mutlu aile kurabilenler, acı çekenler de olacak, ömrü boyunca acı nedir bilmeyenler de olacak. Yani hayat bize mutlaka verir diye bir şey yok. Hayatla ilgili kesin olan tek şey bir gün biteceğidir. İnsanlar kendilerini başkalarıyla

Gündüz Karanlık, Kör Olduk...

Resim
Bir fikre eylem eşlik etmiyorsa o fikir sadece beyinde işgal ettiği hücre kadar büyüyebilir. Geldiğimiz yerde kalıyoruz bir türlü gelmek istediğimiz yere gelemiyoruz. Tam geldik derken yine aynı yer tam bir kısır döngü. Ömrümüz ne olduğunu anlamadan sabır ile tavır arasında bitiyor. İnsanlar karşılarındaki insana verdikleri cevaplarla karakterlerini belli ediyorlar. Çoğu insan dinlemeden anlamaya çalışıyor, günümüz insanının birbirini anlamamasının en büyük nedeni de bu. Kendi fikri olmayan insanlar başkaları adına konuşur, kararları da onlar yerine başkaları verir. Bu özgür olduğun halde köle hayatı yaşamaya benzer ki, başkalarının düşüncesi bir nevi köleliktir. Kimse sorumluluk almak istemiyor. Çünkü sorumluluk rahatlığa ters düşer, kimsede rahatını bozmak istemiyor. Sorumluluk almakta bir beceri işidir. Tecrübeli olacaksın, cesur olacaksın ve aldığın sorumluluğun farkında olacaksın. Sorumsuzluk daha basittir o yüzden çoğu insan bundan kaçar. Sorumluluğun artısı ise insan

Haklıyken Özür Dilemek

Resim
Pozitif düşünen bir kişi negatif cevap vermez, yeter ki sorulmak istenen soru düzgün olsun. Neden haklı olduğu halde özür dilesin insan? Çağ zaten en ufak iyi niyeti dahi istismar ederken, temiz ve hassas olan insana saf salak gözüyle bakarken neden özür dilesin? Aksine tavır alsın, muhatap anlayışsız biriyse hele kestirip atsın, hiç gerek yok uzatmaya. Haklıyken özür dilemek karşınızdaki insanla ciddi iletişim sorununuz olduğunu gösterir. Kaybetme korkusundan kaynaklanan, çaresizlik, zayıflık göstergesi bir davranıştır. Duygulara, hislere pranga vurulmuyor ama haklı durumda iken özür de dilenmemelidir. Bazı durumlarda aptallarla tartışmak hastalanmamıza neden olur, en iyisi böyle insanlardan özür dileyip egosunu şişirmesine izin verilmelidir. Anadolu'da bir deyim vardır, 'senin eşeğin kancık olsun' özeti budur özür dilemenin. Herkesi memnun etmeye çalışan insanlardan bir kısmı takdir edilme, kendini sürekli ispatlama ve değer görme gibi beklentiler ile sürekli

Uşakların Varlığı Efendileri Var Eder

Resim
Medeniyet egonun gelişimi değil, düşünce ve eğitimin gelişmesi demektir. Liderlerin elindeki kilit, motivasyon aracıdır. Cahil toplumlarda liderler toplumların algılarını değiştirirler. Para ve güç kapitalizmin temel felsefesidir. Para için savaşılır, para için doğa katledilir, para için insanlar ezilir ve öldürülür, para için fuhuş yapılır, para için şerefsizlik, namussuzluk yapılır, para için insani değerler ayaklar altına alınır. Kapitalizm insanları demokrasi yalanıyla kandırır, siz kendinizi özgür zannedersiniz. Eskinin ilkel köleliğiyle bugünün köleliği arasındaki tek fark günümüz köleliğinin ücretli olmasıdır. Eskiden efendi kölesinin bütün ihtiyacını karşılar kölesi de gece gündüz efendisine çalışırmış, şimdilerde ise efendisi ancak karnını doyurabileceği kadar kölesine para veriyor. Politik, siyasi, ekonomik, ahlaksal çöküşler devrimlere gebedir. Aslan kendi avladığı avını sırtlanlar gelince bırakıp gider, genellikle avlanmayan sırtlanlar da başkalarının avının üzerine

Sevgi Derindir...

Resim
Verdiklerini görme hayatın ve sadece suçla. Sen kendini sevmez, hor bakarsan hayat sana yaptıklarınla uyumlu davranır. İşte o farkında olmamak kötü olan. Birçok şey gibi sevdiklerini de sonsuz zamana götürmesi ve hayatların yarım kalması. Hiçbir şey hatasız olmaz, seveceksen olduğu gibi sev, dost, arkadaş kal ve ol. Seven de gidebilir her giden menfaatleri için gitmez, her kalanda sevdiği için kalmaz. İki şık arasına sıkıştırılacak kadar basit değildir sevmek, gitmek, kalmak. Sevgide bencillik vardır, menfaat vardır, çünkü sevgide aynı zamanda mutluluk vardır. Mutluğun olduğu yerde huzur vardır, huzurun ve mutluluğun olduğu yerde kaybetme ve acı riski vardır. Aslında her şeyde menfaat vardır. Seven sevdiğinin menfaatini düşünüyorsa ayrı, kendi menfaatini düşünüyorsa ayrı. İnsanın kendi menfaatini düşünmesi çıkardır, çıkarı için kalabilir de, gidebilir de ama gerçekten sevenin çıkarı ve menfaati olmaz. Çünkü o sevgi hiçbir şey beklemez sadece seversin. Sevip gidenler sevdiğini

Bakmak Görmek Değildir, Görmek Dikkat Etmektir!

Resim
Bakmak görmek değildir, görmek dikkat etmektir. Bir olayı yüz kişi görse, yüzü de farklı anlatır, aynı olayı yüz kişi yaşasa, yüzü de farklı yaşar. Yani bizleri etkileyen asıl neden yaşadıklarımız değil, onları nasıl algıladığımızdır. Herkesin bakış açısı farklıdır. Nasıl algılıyorsak pencereden onu görüyoruz, herkesin manzarası farklı. Manzaramızı doğduğumuz andan hatta ana rahmine düştüğümüz andan itibaren bizim dışımızdaki koşullar belirliyor. Bu yüzden kimseyi manzarasından dolayı ne yargılayalım, ne de eleştirelim. Dikkat etmeden bakanların kimisi bakar görmez, kimisi görür abartır, kimisi hayalperesttir hayalle gerçeği karıştırır. İyi bakan, dikkat eden, doğru yorumlayan ise gerçeği yakından görür.  Zamanında zorluk çekmiş insanların bakış açıları çoğunlukla daha adaletlidir. Rahat bir hayat sürmüş insanlar ise genellikle senaryoyu istedikleri gibi çizer ve pazara sürerler. Bir insanın içinde merhamet, hoşgörü, insani duygular olduğu zaman her şeyi farklı gözl

Borcu Borçla Kapatmak, Roll Over

Resim
İnsanlar borcu borçla kapatıyor. Ekonomide roll over denen yöntem. Ülkede yıllardır uygulanan taktik, görünürde zenginlik yaratıyor ama arka planda gittikçe fakirleşiyorsun. Enflasyon artarsa faiz de yükselir dolar da artar. Bu zor dönemlerde işadamlarına, üretici firmalara gelir gider soruluyor ama bankalara sorulmuyor, 'ülke batarken siz bu karı nasıl yapıyorsunuz?' diye. Cahil ülkelerde bankalar en karlı kuruluşlardır. Hükumetlerle ortak çalışan bu finans kurumları borçlandırma politikası ile halkı içine çeker sonra her şeylerini ellerinden alırlar. Akıllı ve bilinçli halklar her zaman bankalardan uzak dururlar. Parası olan firmalar kolay yoldan risksiz para kazanmak istiyorlar. Zaten büyük üreticiler yabancı sermayenin Türkiye'deki distribütörleri. Bir üretim yapalım para yurt dışına kaçmasın deseniz hepsinin başı bir o tarafa bir bu tarafa çevriliyor. Millet olma bilincini yavaş yavaş kaybetmeye başladığımız için herkes makyevelist mantalite içinde kendi menf

Affet Ve Vazgeç...

Resim
Affetmek yüreğinde artık onu taşımamaktır. Vazgeçen insan mutludur. Affetmeyi gerektiren kusur güveni sarsar. Güven duygusu yoksa huzurda zor bulunur, hep şüphe, hep acaba mı demektense vazgeçmek en iyisidir. Affetmeden vazgeçtiğinde ise hatırlayıp üzülürsün. En iyisi affet ve vazgeç. Sal ipini gitsin. Affetmek barışmak değil, affetmek özgürlüktür. Bugüne kadar yapılan yanlışları affettikten sonra o insanların çoğunun üstünü çizmişimdir. Ne kalmayı, ne gitmeyi beceremiyor, sağlıklı ilişkiler kuramıyoruz. Çünkü mutsuzuz, mutsuzluk bir uzvumuz gibi olmuş, çünkü umutsuzuz. Hemen hiçbir şeyin iyi yanını göremiyoruz çünkü artık bakmayı dahi tercih etmiyoruz. Üstelik sonsuz yaşam, sonsuz güç, sonsuz kaynak sonrası tatminsizlikten falan da değil bu. Ülkenin ekonomik çöküşü, toplumun ruhsal çöküşünün yanında daha çözülebilir bir sorun gibi geliyor. Kocaman bir mutsuzlar ülkesi olduk, sanki yaşamıyor sadece hayatta kalıyoruz. Kendimizden vazgeçmişiz yani, başkasına sıra gelmiyor. İnsa

Bu Devirde Farklı Olmak Suç...

Resim
Farklıysan ilk seni görür ve ilk seni yok etmek isterler. Doğru olanı yapıyor olsan bile farklıysan dışlanırsın. Temiz kalmanın ayıplandığı kirli bir medeniyet. Topluluğu kirleten kötü insanlar temiz ve masum insanları aralarında istemezler. Bu yüzden onları suçlu olarak görürler. "Vardığın yer körse şaşı bakacaksın" derler. İkiyüzlü bir toplumda doğru olursan suçlusun. İyilerin, temiz insanların kabul edilmediği bir devirdeyiz, herkes nerede bir çıkar varsa orada, kalbinde kötülük olmayan, doğru yoldan ayrılmayan düzgün karakterli kişileri daima dışlarlar. İnsanların geneli kötüdür bu yüzden iyi olanlar genellikle yanlızdır. Bir yanlışı çoğunluk yapınca doğru yanlış gibi gösterilir. Anormal olan çoğunlukta ise normaller anormal olarak kabul edilir. Doğru azınlıkta ise yanlış haklı ve doğru kabul edilir. Çoğunluğun anormal olduğu yerde anormal normal olur, azınlık olan normal ise anormal olur. Kimse kendi yanlışını kabul etmez oysa doğru bir tanedir. Ne kadar doğr

Karakterli Olmak

Resim
Azim etmeden, emek harcamadan, risk göze almadan başarıya ulaşamazsın. Zorluklar ve engeller bizleri hayata hazırlar sorunlarla baş edebilmeyi öğretir. Her merdiven bir engel, her engel bir sabır ve başarıdır. Dünyaya nasıl geleceğimizin garantisi yok, neyle sınanacağımızı da bilemeyiz ama kendi karakterimizi belirleyebiliriz. Vicdan ve hoşgörü sahibi olmak ise iyi bir karakter gerektirir. İçinde yaşadığımız döneme bakmadan hiç kimsenin, hiçbir şeyin, hiçbir eşyanın, hiçbir canlının etkisi altında kalmadan, ne olursa olsun insani vasıfları yerine getirebilmektir karakterli olmak. İnsanların konuşmalarındaki rahatlık, kin, haset, nankörlük, gereksiz özgüven, kendini bilmezlik karşısında şok olarak ve sadece onları dinleyerek değerlendirme yapamaz hale geldik. Çirkinleşiyor insanlar, alıştıkları gibi davranmayınca, dürüst olunca hazımsızlık yaşıyor, saygıyı ihlal ediyorlar. Siz de susmayı yeğliyorsunuz, büyüsün istemiyorsunuz ve kendinize kızıyorsunuz. İnsanın sahtesi de pı

İnsanlar neden zalim?

Resim
Mutluluğu insanlardan beklersek sonuç hüsran olur. Hayat acımasız hepimiz dar bir boğazdan geçiyoruz. Mücadeleyi bırakmayıp her şeyden önce kendimiz için yaşayamalıyız, akrabayı, çevreyi, kimseyi mutlu etmek zorunda değiliz. Herkesin hanları, hamamları, fabrikaları yok, asgari ücretle mutlu olmaya çalışan milyonlarca insan var. Ayaklarımızın üzerine sağlam basmalıyız yoksa sonuç kaçınılmaz. İçindeyken bazı şeyleri göremiyoruz zamanımızın dışına çıkıp kendimizi izlemeye vaktimiz olmuyor. Buna rağmen bize sadece kendimiz doğruymuş gibi geliyor ve bu arada zamanda çok hızlı akıp gidiyor. Geriye dönüp baktığımda anlıyorum ki, eski günler çok güzelmiş mutlu ve berabermiş insanlar, şimdi paran varsa yanındalar insanların işine geldiğin kadarsın. Özlediklerimiz, sevdiklerimiz yok artık, gelecekle birlikte hayallerimizi, insanlığımızı, duygularımızı, gülüşlerimizi, huzurumuzu, saygımızı, nefsimizi kaybediyoruz. Paranın her şey olduğu bir dünyada yaşıyoruz. İnsanların çoğunun hedefi y

Bilmek Zor Geliyor

Resim
Bilmek zor geliyor. Çünkü bilmek için araştırmak gerekiyor, araştırmak içinde çalışmak. Oysa başkalarının oluşturduğu ideolojilere, kalıplara uyarak çaba sarf etmeden doğru davrandığımızı düşünüp kendimizi güvende hissetmek ne kadar kolay. Böylece de toplumdan dışlanmadığımız için daha huzurlu hissediyoruz. Ama toplum dediğimiz şey de bizim gibi insanlardan oluşuyor ve ideolojiler sadece sayılı insanlar tarafından oluşturulup, bilmek istemeyen insanlar tarafından yaygınlaştırılıyor. Soru üretmek demek yanıt arama sorumluluğunu da almak demektir. Yanıtını bulduğun soru ve sorunun çözümünü eyleme dökmek demektir. Önemli olan anlayacak olan kişinin anlama kapasitesi. Tabi başka etkileyici faktörler de olabilir ama insanları reel hayatta çözmüş biri, görmüş geçirmiş biri tutarlı bir şekilde yorumlayıp doğru bir tahminde bulunabilir, diğer taraftan kendisini açıkça izah eden bir insanı konu hakkında bilgisiz biri doğru şekilde tanımlayamayabilir. Herkes kendine göre haklıdır, hiçk

Kışın sonu ilkbahardır...

Resim
Kendine güvenmek iyi bir duygu ancak kendini vazgeçilmez sanmak büyük bir hatadır. Yeri dolmayacak kimse yoktur. Hayat dediğin sensin anlamı dışarıda değil, içeride ararsan merakın azalacağına artar. İnsanlar mizacına yenik düşmemeli. Öncelikle ben demek gerekiyor gerisi boş. İnsanlar için gözlerini feda etsen zaten kördü derler. Yaptığınız her şey bir kör içinse alacağınız tek karşılık nankörlüktür. Kimseden bir beklentimiz olmamalı önemli olan biziz ve ne istediğimiz, çevrenin ne istediği değil. En kötü karar bile kararsızlıktan iyidir. Karar sorunu tespit ettikten sonraki ilk adımdır, çözüm ve sorun arasındaki köprüdür. Hayat bizi büyük bir coşku ve zahmet ile yaratmış. Ama bizler o büyük anlam arayışımız sonunda çıkan, hiçbir limanın tatminkar olmamasından kaynaklanan hayata bakış açımızı sevgiden nefrete çevirmiş olabiliriz. Bunda haklı da olabiliriz çünkü hayata bakınca hatıralar mezarlığından başka bir şey görünmüyor. Yitip giden anıların yokluğu, hayatımızın her anı

Toplumun Hiç Mi Suçu Yok?

Resim
Bir şey ağızla söyleniyor, kulakla duyuluyor ve sürülerce takip ediliyor diye gerçek olmaz. Gerçek analiz edilir, anlaşılır, doğrulanır, kanıtlanır sonra yazıyla yada formülle paylaşılır. Toplumlar layık olduğu şekilde yönetilirler diye bir söz vardır. Toplumun hiç mi suçu yok, aynı hilekarlık toplumda da varken. Savunduğu ideolojiyi akıl yoluyla edinmemiş bir insanı ideolojisinin yanlış olduğuna akla dayanan kanıtlar sunarak ikna edemezsiniz. Günümüzde zihinlerde yeni fikirlere karşı bir kalkan oluşuyor ve eskisi hep doğru geliyor. Yanıldıklarını anlamaları ise neredeyse imkansızlaşıyor. Belki bu tip insanları iradelerini kırarak ikna edebilir bir sistem oluşturur ve o sistemin içinde tüm hareketlerini kontrol altına alarak çocuklara ve çevrelerine yan etkilerini sıfıra indirebilirsiniz. Bir çok yöntem düşünülmüş ama bu cehaletle mücadele etmenin normal, toz pembe bir yolu yok. Dev bir makine yaratılmış, bu makinede cahillik ve inanç üzerine programlanmış. Çin bu haliy

İş Hayatına Yeni Başlayanlar

Resim
İşe yeni başlayanlar hayırlı olsun. Çabalamadan daha iyisi olmaz, daha iyisi sermaye, büyük çaba ve mücadele gerektirir, hazır değilseniz işinizi sevmeye bakın. Patron hiçbir zaman memnun olmayacak, hep daha iyisini isteyecek onlar için bir üretim makinesisin. Eğer senden memnun olursa burnun kalkar diye hep bir eh duyacaksın. Arada övecek seni sende iltifat alma şevkiyle daha çok uğraşacak ve hep sömüreleceksin. İşsizlik, daha iyi bir iş bulurum diyerek her işi kabul etmemek, mezuniyetten sonra beşbin lira aylık maaş hayali kurup sonra boşta kalmamak için asgari ücrete tamam diyerek bir işe girmek ve sonra bir bakmışsınız hayat bu şekilde akıp gidiyor. İşe başlarken konuşulanlar başka yaşadıkların ve yaşayacakların bambaşkadır. Önce bir sevindirik olursun, sonra gerçeklerle yüzleşirsin, daha sonra kabuğuna çekilirsin. İşinizi seviyorsanız ne olursa olsun keyif alırsınız ama sevmediğiniz bir işi yapıyorsanız hayal kırıklığınız daha da artar. Bir kaç kişi kalır iş hayatında do

İki Kusur Buluşur Yalan Çoğaltılır...

Resim
Bir ilişki kar zarar muhasebesine dönmüşse o ilişki bitmiştir, hayat yanlış insanlarla vakit geçirilemeyecek kadar kısa ama prensip sahibi değilseniz hayatınıza insanlar kolay girer zor çıkarlar. Kendi ilkelerinizi suistimal edenleri hayatınızdan çıkarın böyle insanlar hayatınızdan uzak kalınca kimin ne olduğunu daha net görürsünüz. Değerini yitirmeye başladığını fark etmeyen birisini sessizce hayatımızdan çıkarabiliriz, o aşamaya gelene kadar değerini kaybetmemesi adına bir çok uyarı, konuşma, tartışma olmuştur aramızda ama fark etmemiş, edememiştir. Tartışmaların temelinde yitirmemek için verilen bir mücadele vardır önemli olan karşı tarafın bunu algılayabilmesidir, anlamayacağına kanaat getirildiği zaman ne kadar değerli olsa da vazgeçilebilir. Taş yerinde ağırdır değer bilmeyenlerin yanından uzaklaşmak en iyisidir. Biz insanlar sevdiğimiz her şeyi bağlarız. Köpeğimize tasma takar zincirle bağlarız, kuşumuzu çok sever kafese kapatırız, sevgilimizi çok sever göz hapsinde tuta

Matematik Öğrenemeyen İnsanlar

Resim
Maksimum kaliteye minimum sürede ulaşmaya çalışıyoruz. Bunu yaparken de birimlerden birine ya ödül puanı yada ceza puanı ekliyoruz. Okullarımızda verilen eğitim kazanım odaklı ve sürecin değerlendirilmesi maalesef ki çoğunlukla çoktan seçmeli sınavlarla yapılıyor. Bundan dolayı hem sayısal, hem sözel derslerde sürece, sebep / sonuç ilişkisine öğrenci de, öğretmen de çok önem vermez, veli ise hiç önem vermez. Bir okulda olabildiğince çok kaliteli eğitim vermeyi hedefliyorsun ama veremiyorsun, çünkü yeterli zamanın yok. Peki neden yok? Çünkü zaman paradır. Eğitim sürecinde eğitimi bitirmelisin ki kişiler para üretebilsinler o parada dönüp dolaşıp tekrar sana geri gelebilsin. Bu yüzden eğitim sürecinde öğrencileri sıkar insani gereksinimlerini göz ardı ederler, bunları yapanları tembel ve işe yaramaz olarak nitelendirirler. Sonuçta okuyanlar da okumayanlar da ideal köle olurlar. Denklem ortada, matematik ortada kendimizi kandırmaya gerek yok. Yetişen gençleri nereye atayacak, ön

Yanlış Yüksek Sesle Kınanmalı, Güzel Davranışlar Övülmeli...

Resim
İnsanlar bağlı bulundukları yanlış ideolojilerin cezasını onları sömürenlere muhtaç olmakla öderler. Ellere teknolojik aletleri vererek savaşmadan aldıkları topraklarda istedikleri gibi asıp keserler sömürenlerde. İnsan olmanın sadece yaşayan canlı olmadığını, yaşamanın sadece nefes almak olmadığını anlardık aklımızı kullanabilseydik eğer, savaşların galibi olmadığını, azimle hırsın, imrenmeyle kıskançlığın, korkuyla saygının farkına da varabilirdik. Her şey bizlerin eseri ne olduğunu, nereden geldiğini bilmeyen, bilemeyen akıl, nereye nasıl gideceğini de bilemiyor. İrade ile beslenmeyen, düşünce ile yoğrulmayan bir akıl insan. Bencilliğin tüm gezegeni sarması ve bir yerden sonra başkalarının hayatında bencil olmaları dışında arta kalan milyonda birlik alanda her an bir hiç olabilme ihtimali. Duygularımız köreliyor, köreltiliyor direnirsek bencil insanlar canımızı yakıyor. İnsanlar sevgisiz, seviyesiz, saygısız herkeste bir sinir, bir stres adalet, hak, hukuk yok. Önceden iyi

Eksikliklerle Yüzleşmek Kabullenmek Zordur

Resim
Kendi içinde gerçekten demokrasi ile yönetilen bir ülke, dış güçler tarafından karıştırılamaz. Doğrular başka, gerçekler başka biz gerçekleri nasıl doğru yapacağız ona bakmalıyız. Kişiliği gelişmemiş ve özgüven eksikliği yaşayan insanlar her şeyi dış görünüşe göre değerlendirir. Halbuki oturulan yer önemli değildir sizin bir değeriniz varsa oturduğunuz yer önem kazanır. Eksikliklerle yüzleşmek kabullenmek zordur. Kazanımlar bedel ödenerek elde edilir, yoksa lütuf gösterilen bir kul yada hayırsız evlat durumuna düşmek kaçınılmazdır. Bir insan veya bir toplum hastaysa hastadır, bunu meslekler, bölgeler, mezhepler, etnik aidiyet vs. üzerinden kategorize etmenin ve her seferinde şaşırmanın, yeni analizler yapmanın hiçbir anlamı yoktur. Atatürk'ün başlattığı aydınlanma hareketi sekteye uğramasaydı bugün rutin hale gelmiş bir çok aşırılık ve anormalliklerimizi ayda yılda bir yaşanan gariplikler olarak karşılayabilirdik. Çünkü cumhuriyet her şeyden önce medeni insanlar yaratma p

Saygı Eşittir Medeniyet

Resim
Toplumda birilerinin işine yaramazsanız dışılaşırsınız. Kanıksanmış, içine doğulmuş normların dayattığı birey olmaktan uzaklaştığında, farklılaştığında isteyerek veya istemeyerek toplum ve aile tarafından tepki görürsün. Girdiğin herhangi bir işletmede çalışan insanlar seni sevdiği için değil para kazanmak için seninle muhattap olur. Buna eğitim kurumları veya hastanelerde dahil olabilir. Durakta otobüse binerken önündekinin seni geçip senden önce binme arzusunu hissedersin, markete girdiğin zaman kasaya aynı anda geldiğin bir başka kişinin hemen senden önce davranmaya çalışması hepimizin az çok yaşadığı şeylerdir. Bizlere ilkokul, lise, üniversite yıllarında yanımızdaki arkadaşlarımız aynı zamanda rakibimiz olarak tanıtıldı. Bunlar aslında bireysel değil, evrensel para düzeninin insanlara bilinçsiz olarak yaptırdığı şeylerdir. Rutin problemler genellikle gelişmekte olan ve gelişmemiş ülkelerde ola gelir. Batı ülkelerinde insanların sevebildiği mesleklere yönelmeleri daha kol